Kültürel gelişimle birlikte toplumsal bilinçte arttı. Günümüzün hastaları artık bir hekime çıktığında şu ilaçlarıda yazarmısın sorusunu değil, yazılan ilaçların içeriği nedir bunu sorgulamaya başladı. Ne ilacı alıyorum ve bunun yanın etkileri nedir, benim hastalığıma nasıl bir faydası olacak bunları ve dahasını sorgulamaya başladı. Hatta ve hatta, hekimden daha çok hastalığı hakkında bilgi sahibi olan hastalar var. Günümüzün insanı internet sayesinde hastalığı hakkında tüm araştırmaları yapıyor ve gerek duyduğunda hekimine posta koyup, tedavinin kontrolünü kendi eline alıyor. Kendi araştırmasını yapıyor kendi çözüm yolunu arıyor. Bilhassa ülkemizde, hastanelerin tıklım tıklım dolu olduğu ve doktorların çaresiz kaldığı güzelim ülkemizde vatandaşlarımız artık kendi hastalıklarına kendi çözüm yollarını arıyor. Bizim ülkemizde modern tıp iflas etti. Daha büyük ve ahşamlı hastanelerde buna bir çözüm değil. Modern tıp hastalıkların önüne geçemedi. Bu net ve açık. Buda aslında beklenendi. İlaç şirketlerini kontrol eden küresel akıl, insan nüfusunu 500 milyona indirmek istiyor. Böylesine bir art niyet güden bir akıl hiç iyileşmeniz, sağlıklı yaşam sürdürmeniz için ilaç üretirmi? Üretmez. Nitekimde öyle. Piyasada tedavi edici bir ilaç bulamazsınız. O yüzden biz okurlarımıza hep şunu tavsiye ediyoruz; acil bir durumunuz varsa modern tıbba başvurun, tedavi konusuna gelince ama sırtınızı dönün. Herkes kendi hastalığına kendi çözümünü arasın. Her hastalığın bir tedavi yöntemi var. Sizde kendi hastalığınız için o diğer yöntemi bulun. Biz burada o diğer yöntemler için alternatif kelimesini kullanmıyoruz çünkü, doğal yöntemler ilk vardı sonradan modern tıp geldi. Aslen modern tıp bir alternatif tedavi yöntemidir. Doğal yöntemlere alternatif olarak geliştirilen bir yöntemdir.
Biyoresonanz yöntemi
Biyoresonanz yöntemi karma bir uygulama.Yarı sanal yarı doğal. Sanal çünkü doğal değil, bir cihaz. Doğal çünkü bedenin doğal yapısına dokunmuyor. Doğal yöntemler nasıl sanayileştirilir bunun güzel örneklerinden birisi. EFT, NLP, EMDR gibi yöntemlerin cihaza dönüştürülmüş hali. Bu tekniğin altında yatan prensip şu; evrende herşey titreşim halinde, siz eğer o titreşim frekansını tespit edebilirseniz o zaman bunu değiştirebilirsinizde. Çalışan bir makinanın ayarına el atarsınız. Buna fizikte interferenz denir. Bir noktaya birden fazla dalga gönderdiğinizde, bu dalgalar ya birbirlerin üstüne biner ve daha güçlü bir dalga oluşturur, ya birbirlerini iptal eder ya da birbirlerin direncini kırar ve zayıflatır. Birileride fiziğin bu prensibini almış ve hücreler üzerinde uygulamaya koymuş. Örneğin; böbreğiniz. Cihazın ürettiği dalgalar böbreğin ürettiği titreşim dalgaları ile temasa girdiğinde cihazın yaydığı dalgalar duruma göre böbreğin titreşim dalgasını artırabilir (zayıf çalışan bir böbrekte), azaltabilir (çok çalışan böbrekte) veya yok edebilir (arızalı çalışan böbrekte). Her organ farklı bir tempo farklı bir ritimde çalışıyor, dolayısıyla her bir organımız diğerinden farklı bir titreşim çevreye yayıyor. Radyonuzun farklı kanalları gibi. Siz her birinin yaydığı titreşim dalgalarını tespit edebilirseniz sonrası o frekansları taklit eden bir makina geliştirebilirseniz o zaman bununla organlarıda etkileyebilirsiniz. Bunada biyoresonanz deniliyor. Bu cihazlar ihtiyaç duyduğunuzda bedeninizi farklı frekanslara yönelik tarıyor, gerek duyduğunda da müdahale ediyor. Yani teşhis modunda organlarının yaydığı titreşimleri kendisinde yüklü olan normal değerler ile kıyaslıyor ve farklılıkları bildirebiliyor. Tedavi modunda da algıladığı o frekansları değiştirip bedene geri gönderebiliyor (interferenz). Tedavinin amacı; hücreleri sağlıklı titreşim frekansına kavuşturmak. Bu tür tedaviyi uygulayanlar hastalıkların bozuk titreşim frekanslarından kaynaklandığına inanır. Organ veya hücrelerin titreşim frekanslarını normal haline döndürebilirsek kişiyi sağlığa kavuşturabiliriz inancına sahipler. Doğrumu? Cevabımızı yazımızın sonunda veriyoruz.
Biyoenerji ve biyoresonanz arasındaki fark
Biyoenerjinin artıları
Biyoresonanzın artıları
Farklılıkar
Ortak noktalar
Uyarı
Bu tür cihazlar organlarınızı ve beyninizi etkileyecek titreşimleri bedeninize gönderir. Eğer cihazlar bozuksa, cihazlara zararlı frekanslar yüklendiyse bedeninize ciddi zarar verebilirsiniz. Biliyorsunuz küresel bir akıl gıda aşılar reklamlar diziler ilaçlar vs vs vs, kısacası her yere zararlı birşeyler katıp piyasaya sürüyor. Bir cihaz aldığınızda bunun sağlıklı frekans içerdiğinden emin olun. Emin değilseniz kullanmayın.
Hangi hastalıklarda hangi yöntem, seçim nasıl yapılmalı?
Cihazınıza güveniyorsanız biyoresonanz uygulmasına tabi olmanızda bir sıkıntı yok. Hangi hastalıklarda kullanılmalı?
Biyoresonanz cihazları kullanılmalımı? Terapistin farklı yöntemlere, hayata ve hastalıklara olan felsefi bakışı, hastanın tercihleri, hastalığın kendisi vs tüm şartlar uyarsa neden olmasın. Bize göre doğru terapist doğru cihaz doğru hasta ve doğru hastalıkta denemenizde bir sıkıntı yok!!
Cevap. Biyoenerjimi biyoresonanzmı?
Biyoenerji! Neden? Kendinize şu soruyu sorun; titreşimmi hücreyi bozdu yoksa hücre bozulduğu içinmi titreşim bozuldu? Eğer hücre bozulduğu için titreşim bozuldu derseniz, o zaman titreşim bir sebep değil bir sonuç. Biyoresonanz bu durumda sadece sonuca odaklanıyor, kaynağa değil. Bu durumda biyoresonanz ile asla kalıcı neticeler elde edemezsiniz. Eğer doğal titreşim bozulduğu için hücre bozuldu der ve biyoresonanz tedavisi uygularsanız o zaman kaynağa yönelik uygulamış olur, daha kalıcı neticeler elde edebilirsiniz. Ancak bununda pratikte karşılığı yok. Bir hücrenin titreşim frekansı sebepsiz bozulmaz. Titreşimde bir bozukluk varsa mutlaka altında bir neden var. Bu nedene odaklanmadığınız müddette ne kadar çok hücrenin titreşim frekansına reset atsanız o yeni ayar yine bozulacak. Asla kalıcı çözüm elde edemeyeceksiniz. Geçici bir rahatlama, sonrası kişinin sıkıntıları tekrar nüksedecek. O yüzden biyoenerji diyoruz. Biyoenerji olayın kaynağına iner. Nedir herşeyin kaynağı? Negatif enerjiler. Kalıcı çözüm, kaynağa yönelik tedavi istiyorsanız mutlaka hücreler üzerindeki negatif enerji baskısını kaldırmak zorundasınız. Bu mecburiyetten ötürüde bizim ilk tercihimiz biyoenerji ve negatif enerjileri hedef alan benzeri uygulamalar. Örneğin; siz hücreler üzerindeki negatif enerji baskısını kaldırdığınızda biyoresonanzada gerek kalmıyor. Üzerindeki negatif enerji baskısını atan hücreler bir müddet sonra kendiliğinden fabrika ayarlara geri dönüyor.