• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası

biz daha öncesi yeryüzünde yaşadıkmı? bölüm 3: arkeoloji


Bir önceki hayatımızla ilgili kısa bir arkeolojik not: Kur'an-ı Kerimi kendinize rehber aldığınızda şöyle bir avantaja sahipsiniz, yeryüzünde yaşanılan tüm olayları kutsal kitabımızla çekuptan geçirebiliyorsunuz, örneğin kıtaların oluşumu. Nasılmı?

İnsanlar tek bir ümmetti. Hem bu yaşantımızda hem ilk yaşantımızda, başlangıçta biz tek bir ümmettik. "İnsanlar tek bir ümmetti" (Bakara Süresi; 213).

Bunların rahat gezip dolaşmaları içinde Rabbimiz birbirine yakın kasabalar kurdu. "Onların yurdu ile o bereketlendirdiğimiz memleketler arasında, kolayca görünen, birbirine yakın nice kasabalar kurdurduk. Bunlar arasında yolculuğu konaklara ayırdık, planı biz yaptık.
“Oralarda, geceleri, gündüzleri korkusuzca dolaşın” dedik
" (Sebe Süresi; 18)
.

Sonrası insanlar ayrılığa düştü. "İnsanlar tek bir ümmetti, sonradan ayrılığa düştüler" (Yunus Süresi; 19).

Rabbimiz ama ilk hayatın devamını takdir ettiği için, o ilk hayatta ayrılığa düştüğümüz konular hakkında bizi yargılamadı. Eğer İlk hayatın devamı olan şuanki hayat olmasaydı, o zaman biz ilk hayatta yargılanırdık. "Eğer daha önce Rabbinden verilmiş bir söz olmasaydı, ayrılığa düştükleri şeyler hakkında aralarında hüküm hemen verilirdi" (Yunus Süresi; 19).

İnsanlar ayrılığı düştükten sonra, Rabbim bizim aramıza mesafe koy dediler. "Fakat onlar: “Ey Rabbimiz! Bizi birbirimizden uzaklaştır” dediler ve kendilerine yazık ettiler. Biz de onları, (tarihi) efsanelere çevirdik ve onları paramparça ettik. Şüphesiz bunlarda, sabredip şükredenler için önemli belgeler vardır" (Sebe Süresi; 19).

Gelelim olayın arkeoloji boyutuna, ilk yaşantımızda yeryüzü nasıldı, aramızı ayır dedikten sonra yeryüzü nasıl bir hal aldı, biz nasıl efsanelere yani arkeolojik kalıntılara dönüştük. Ne demiştik bir önceki hayat hakkında; bir önceki hayatımızla biz şuanki hayatımızın temelini attık. Bununlada sadece imtihan edileceğimiz ortamı değil, aynı zamanda yeryüzünün görünümünü belirlemişiz.

    
 
Allahu Teala ilk yaşantımızda bizi bir millet olarak yeryüzüne indirmiş, birlik ve beraberlik içinde bir yaşam sürdürmemizi istemiş ve bizi güzel bir adacık vari tek bir kıtaya indirmiş. İstemişki yarattığı insanlar bir ümmet olarak bir arada bir yaşam sürdürsün. Zaman dilimi içinde ama insanlar meleklerin bahsettiği o varlığa dönüşmüş, fitne ve kan dökmek yeryüzüne hakim olmuş. Bunun üzerine insanlar Allaha dua etmiş ve aralarına mesafe koymalarını istemiş. Allahta bunu kabul etmiş ve milyon yıllar içinde o tek bir kıtayı farklı kıtalara ayırmış ve günümüz halini oluşturmuş. Yani, şuanki hayatımızda insanların birbirinden çok uzak mesafelere serpiştirilmiş olmasının nedeni Allah değil, biziz. Bir önceki hayatımızda ettiğimiz dualarla şuanki yaşam alanı ve şartlarını biz kendimiz belirlemişiz. Bir önceki hayatın amacıda buydu zaten, imtihan edilecek ortamı belirlemek, ki sonradan kimse bana istediğim imtihan ortamı verilmedi, ben bu imtihanı kabul etmiyorum demesin.

    

Hz Adem öncesi;
ilk hayatta biz tek bir ümmet olarak tüm kıtaların bir arada olduğu kocaman bir kıtada yaşıyorduk.

Hz Adem sonrası; bir önceki hayatta olduğu gibi, bu hayata da bizler tek bir ümmet olarak başlıyoruz, sonrası bir önceki hayatta olduğu gibi yine parçalanıyoruz. Rabbim bizi ayır diyoruz, Rabbimde bizi teker teker ait olduğumuz kıtalara savuruyor. Bir önceki hayatla ilgili ne demiştik; bu hayatımızın temeli demiştik. O hayatta ne işlediysek bu hayatta da onu yaşıyoruz. Örneğin; bu hayatta kader atalarınızı hangi kıtaya savurduysa, bir önceki hayattada o tek parça büyük kıtanın o bölgesinde yaşıyordunuz. O ilk hayatta insanlar nerede yaşadı ve orada hangi günahları işledilerse, şuanki hayattada aynı yerde yaşıyor ve aynı günahları işliyorlar, puta tapmaksa puta tapmak, kölelikse kölelik.

Bir önceki hayatımız şuanki hayatımızın altyapısını nasıl kurduğunu şimdi daha iyi anlıyormusunuz? Bir önceki hayatımız sadece kaderimizi belirlememiş aynı zamanda yeryüzündeki fiziki yaşam alanımızıda belirlemiş.

Kutsal kitabımızın büyüklüğünü görüyormusunuz? Kur'an-ı Kerim bizi aldı ve tarihi bir yolculuğa götürdü, sadece bir kaç Ayetle kıtaların oluşumunu bizlere anlattı. Yaşamın sırlarını, hakikatı, gerçek bilimi içinde barındıran bir kitabımız bir rehberimiz var, lütfen araştırmalarınızda bundan yararlanın. Bulgularınızı ilk önce kutsal kitabımıza danışın, onun rehberliğinde araştırmalarınızı yürütün, onun üzerine tüm tezlerinizi kurun. Mutlak doğruya, her konuda bir bilgiye sahip bir kitabımız var, lütfen bu nimeti görmemezlikten gelmeyin, bunu yaşantınızın ve ilminizin bir parçası ve en önemlisi tüm bilgilerinizin temeli kılın. Eğer Kur'an-ı Kerimi yaşantınız ve ilminizin temeli kılmazsanız, Kur'an-ı Kerimi değilde başkaların görüş ve inançlarını kendinize rehber kılarsanız, o zaman arkeologlar gibi evrim teorisini ortaya atanların kucağına düşer, bu dünya ve ahiret hayatınızı kaybedersiniz. Umarız bu bilgiler konuyla ilgili ufkunuzu biraz daha açmıştır. Kendinize, ailenize, sevdiklerinize, sizi sevenlere, milletimize, devletimize, ümmetimize ve dinimize iyi bakınız. Allaha emanetsiniz. -07.01.2025















 
kelimelerden türemiş hurafeler