• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası

bilinmeyenler ve bilinmesi gerekenler............     
"Allah: Elbette ben ve elçilerim galip geleceğiz, diye yazmıştır. Şüphesiz Allah güçlüdür, galiptir" (Mücadele Süresi; 58).



sabır hakkında bilinmesi gerekenler- bölüm 2: nedir ve nasıl açığa çıkar


Bölüm 2;

Bu imtihan düzeninde sabrın görevi ne? Bizler bu hayata borçla başlıyoruz, bir önceki hayattan getirdiğimiz borçlar. Fakat bizlerin ne bir önceki hayattan, ne bu borçlardan ne bu borçların içeriğinden veya büyüklüğünden haberi var, ne de bu borçların ne zaman üzerimizden kalkacağından.
Bizler bir imtihanın içine itilmişiz, fakat o imtihanın zamanı ve içeriğiyle ilgili bilgilendirilmemişiz. Neden bilgilendirilmemişiz; imtihan bunun üzerine kurulu olduğu için. Kader bir önceki hayattan getirdiğiniz yükler doğrultusunda sizleri bir imtihan sürecine sokacak, imtihanın içeriğine ve sürdüğü sürece verdiğiniz tepkiyi ölçmek içinde imtihanın içeriği ve süreci gizli tutulmuş. Örneğin; üniversite sınavların içeriğini önden bilmiş olsaydınız, o zaman siz soruları önden çözer, o sınavda sizin için sınav olmaktan çıkardı. Siz eğer bir sıkıntınızı neden yaşadığınızı bilirseniz, antidotunu uygular ve sıkıntınızdan kurtulur, sonrası bunu tüm sıkıntılarınızda yapar, sonrasıda hayat sizin için imtihan olmaktan çıkardı. Bu olmaması, yeryüzü imtihanımız gerçek bir imtihan olabilmesi içinde, yeryüzü sınavlarında olduğu gibi, sınavın içeriği ve süreci gizli kalması gerekiyor.

Sabır ne yapıyor burada? Sabır, gökten bize inen bir yardım eli, bu yardımda imtihanın içeriğini veya süreceği süreyi değiştirebiliyor. İmtihanın içeriği ve süreci hakkında bilgi verilmemesinin bir nedenide bu, süreç ve içerik değişken. Örneğin; sıkıntınız 2 yıl sürmesi takdir edilmiş, siz ama o süre içinde o kadar kötü bir sınav verirsinizki, kader o süreye bir o kadar daha ekleyebilir veya çok iyi bir sınav verirsiniz, patron (Allah) sizden o kadar memnun kalır ki, bu kulumu bu konuda daha da fazla rahatsız etmeyin diyebilir. Sizin kaderiniz levh-i mahfuzda yazılı ve bu sabit değil, amellerinize göre değişebiliyor. Sürekli değiştiği içinde, bağlayıcı olmasın diye zamanla ilgili bilgiyi
Rabbimiz genelde vermiyor. Bunuda aleyhinize olan birşey olarak değil, lehinize birşey olarak görün inşallah. "Andolsun senden önce de peygamberler gönderdik ve onlara da eşler ve çocuklar verdik. Allah'ın izni olmadan hiçbir peygamber için mucize getirme imkânı yoktur. Her müddetin (yazıldığı) bir kitap vardır". "Allah dilediğini siler, dilediğini de yerinde bırakır; ana kitap onun katındadır" (Rad Süresi; 38-39). "Allah sizi topraktan, sonra nutfeden yarattı. Sonra da sizi birbirinize eş kıldı. O’nun bilgisi olmadan hiçbir dişi ne gebe kalır ne doğurur. Bir canlıya ömür verilmesi de, onun ömründen azaltılması da mutlaka bir kitaptadır. Şüphesiz bunlar, Allah'a kolaydır" (Fatır Süresi; 11).

Bir yükle dünyaya geliyoruz ve bu yükü sabır uygulaması ile değiştirme şansına sahibiz, o yüzdenmi Rabbimiz sabır üzerinde çok duruyor? Evet. İlahi kurallar var arkadaşlar, bu kurallardan biriside; kul'a bir sıkıntı bahşedildiğinde o kul'a bunun çözümüde sunulması gerekiyor. Bana sıkıntı indi ama çözümü sunulmadı, hatamı düzeltme fırsatı bana sunulmadı, bu bana haksızlık gibi şikayet ve mazaretlere sığınılmaması için, her sıkıntı onun çözümü eşliğinde indirilir. Her çağ için geçerli, en ilkel en basit çözüm uygulamasıda sabır. Geçmiş çğların kefaret ilminden haberi yoktu, bu onlara haksızlık değilmi diyorsunuz ya; işte bu sualinizin cevabı sabır, onlarada sabır ilmi indirilmiş. 

Sabır her türlü sıkıntımıza çözüm sunabiliyormu? Evet, sunabiliyor. Yaşadığınız tüm sorunların kaynağı bir, o da üzerinizdeki günah yükleri, dolayısıyla üzerinizdeki günah yüklerini hedef alan her uygulama her sıkıntınızı giderebilir. Örneğin; iş hayatınızmı tıkandı, bir hastalığınızmı var, özel hayatınızmı sorunlu, çocuklarınızlamı derdiniz var, sıkıntınız ne olursa olsun, bunların kaynağı bir, o da üzerinizdeki günah yükleri. Dolayısıyla günah yüklerini hedef alan her uygulama, bu durumda sabır uygulaması veya kefaret uygulaması, bunlar ile tüm sorunlarınızı giderebilir veya o sıkıntılı süreci kısaltabilir veya hafifletebilirsiniz.

Sabır sıkıntımızı nasıl çözüyor? Sabır enerjisi pozitif kalmayı sağlayan bir enerji, o sıkıntılı süreç içinde negatif tepki vermediğiniz zamanda daha fazla borçlanmıyor, süreci daha hafif geçiriyorsunuz. 2) Her negatif olaya verdiğiniz pozitif tepki, sadece daha fazla borçlanmanıza engel olmuyor, pozitif tepki vererek aynı zamanda sevapta kazanmış oluyorsunuz, o sevaplarda sizi o sıkıntıya sokan günahlara kefaret sayılıyor ve o sıkıntılı süreci kısaltıyor. 3) Sabır ilminde Allah adına malınızdan harcamaya itiliyorsunuz, bu da üzerinizdeki yüklere kefaret sayılıyor. 4) Sabır enerjisini açığa çıkaran ibadetler arasında namaz geliyor, namazda sizi kötülüğe karşı koruma altına alıyor, yani süreç içinde korunuyorsunuz. 5) Sabrı açığa çıkaran ibadetlerden biriside tövbe, bu da keza üzerlerinizdeki yükten kurtulmanızı sağlıyor. Sabır dediğimiz şey, bir dizi ibadetler sonrası açığa çıkıyor, açığa çıktığı zamanda o ibadetlerden aldığı güçle sıkıntılı süreci hafifletiyor, kısaltıyor ve sizi koruyor.

Sabır nedir? Yeryüzü imtihanı iki boyuttan oluşuyor, zaman ve bunun içeriği, Rabbimizde bu iki içeriğe yönelik bir çözüm sunmuş ve buna sabır adını koymuş. Sabır denildiğinde bunu iki boyuttan analiz etmeniz gerekiyor, zamanla ilgili boyutunu ve içerikle ilgili boyutunu.

1) Zamanla ilgili anlamı nedir? Beklemektir. Neyin beklemesi; kader sizi bir infaz sürecine soktuğunda sizi bir hücreye sokuyor ve o konuda borcunuz kapanıncaya kadar sizi orada tutuyor. Bunuda siz hayatınızda bir sıkışıklık olarak, sıkıntılı bir ortama hapsolup kalmak olarak hissediyorsunuz. Bu durumda da Rabbimiz bizleri beklemeyi öğütlüyor. Sabırla ilgili Ayetleri incelerseniz, Rabbimiz o Ayetlerin bir çoğunda sabır kelimesini beklemek anlamında kullanıyor.
"Sana vahyedilene uy; Allah hükmünü verene kadar sabret. O, hüküm verenlerin en iyisidir" (Yunus Süresi; 109). Neyi beklemek? Ayetlerde hüküm verilinceye kadar deniliyor, ama biz biliyoruzki yaşadıklarımızın altında hesaplar, borçlar var, verilen hükümde bunlarla ilgili, ya silinecek ya da silinmeyecek. Bu süreçte de Rabbimiz yeni borçlar yüklenmemek için, o borçlar kapanıncaya kadar uslu bir çocuk gibi beklememizi istiyor. İnfaza giren kişi nasıl hapiste vaktini bekliyorsa, sizde cezanıza isyan etmeden, yanlışınızı kabul ederek beklemeniz öğütleniyor.

O infaz kalktıktan sonrası serbest bırakılıyormuyuz; hayır, hemen değil, o yükün kalkması için o yükle ilgili gezegenleri beklemeniz gerekiyor, çünkü rızıklar gezegenlere serpiştirilmiş, oradan bize akıyor. Borcu kapattıktan sonra birde gezegenlerimi beklememiz gerekiyor, bu haksızlık değilmi? Haksızlık değil, çünkü bir yanlışı yaptığınız zamanda hemen ceza size inmiyor, o cezayı taşıyan gezegenler sizin burcunuza gelinceye kadar size zaman tanınıyor. Günah işlendiğinde hemen ceza inmediği gibi, borç kapandığı zamanda hemen hayatınız değişmiyor. Örneğin; kefaretle borcunuzu kapatmanıza rağmen önünüz hemen açılmıyorsa, bunun bir nedeni gezegenler.

Bu bekleyişin altında da ama güzel hikmetler var, kişi uzun yıllar ruhsal bir çöküş yaşadığı için, o güzel ortam kendisine bir anda bahşedilmiyor, ruhuna, bedenine ve çevresine bir geçiş süreci tanınıyor. Uzun yıllar hapiste olan kişiler için sosyal hayata yeniden adapte olmak nasıl sıkıntı içerebiliyorsa, bazen psikolojik destek ve adaptasyon sürecine ihtiyaç duyuyorsa, uzun süre sıkıntılı bir ortamın içinde olan kişilerde bir geçiş sürecine ihtiyaç duyuyor. Kader, uzun süre infazda olan insanların hayatını bir anda değiştirmiyor, sağlıklı bir geçiş yapabilmeleri için kendilerine, ruhlarına, çevrelerine bir geçiş süreci tanıyor. Aksi takdirde kişi hemen soğuk sudan sıcağa atılır, yeni ortamı hazmetmekte zorlanırdı. Dokuz ay anne rahminde beklemek dahil, imtihan alemi bizleri sürekli birşeyleri beklemeye itiyor, ittiği içinde o beklemeye antidot olacak bir güç indirmiş Rabbimiz, bu gücede biz sabır diyoruz. Ne yapıyor sabır mesela; bekleme sürecini hızlandırıyor, zamanı kafamıza takmamıza, sorun etmemize engel oluyor. Herkes kendisini bir çıkmazda, zamanda takılı kaldığını hissederken, biz zamanda takılı kaldığımızı hissetmiyoruz.

2) İmtihan alemin bir de içerik boyutu var, sabrın imtihanın içeriğiyle ilgili boyutu nedir? Kader sizi bekletecek, bu süreçte negatif moda dalmamak için, çünkü dalarsanız negatif negatifi doğurur ve siz o sıkıntıdan kurtulamazsınız, Rabbimiz bir dizi ibadetlere bizi itiyor, sabır dediğimiz şeyi açığa çıkaranda bu ibadetler, bu ibadetlerde bizi o süre içinde koruyor, süreci kısaltıyor vs. İmtihanın iki boyutu var, zaman ve içerik, bu iki boyuta hitap edecek antidotta sabır. Sabır bir ilim ve bu ilim bir çözüm içeriyor, bu zamana kadar insanlığın gözünden kaçanda bu. Bu ilmi nasıl açığa çıkarabiliriz? Bir dizi ibadetlerle. Sizin bilmeniz gereken; sabır, varolan birşey değil, sizin açığa çıkarmanız gereken birşey. Biz bu şeyle doğmadık, bu enerjiyi bizlerin açığa çıkarması takdir edilmiş.
"Şüphesiz insan çok hırslı ve sabırsız olarak yaratılmıştır" (Meariç Süresi; 19). O yüzden bu alanda ödül çok fazla, biz kendimiz o güzelliği açığa çıkardığımız için.

Şey olarak adlandırdığımız sabır tamda nedir? Bu kişiden kişiye farkedebiliyor, sabır dediğimiz şey, bir dizi ibadetler sonrası ortaya çıkıyor, ortaya çıkacak şeyde tamamıyla kişinin ibadetlerine ve niyetine bağlı. İbadetleri bilinçli uygulayan birisi için o şey bilinç sahibi melek vari bir yardımcı olabilir, bilinçsiz sabrı sergileyen birisi içinde bilinçten yoksun, soyut bir enerji olarak açığa çıkabilir. O yüzden sabrı ele alırken ilim sahibi birisinde çıkan sabır ile ilimden yoksun birisinde çıkan sabrı farklı ele almak gerekiyor.

O şey nasıl açığa çıkar? Sabrın iki boyutu var demiştik, birisi zaman diğeri ise içerik. Ortada iki farklı sorun var ve bu sorunlar birbirinden farklı olduğu içinde, çözüm için iki farklı kaynak olması gerekiyor. Varmı bu iki farklı sorunun çözümü için iki farklı kaynak? Olmazmı, yaratıcı sorunu var ederde, çözümünü var etmezmi; elbette var eder. İşte burada kalp ve ibadetlerimiz devreye giriyor. Kalp ruhun merkezi, ruh içinde zaman kavramı yok, dolayısıyla zamanla ilgili sorunlarımızın şifası kalbimizde yatıyor. İmtihan alemin içeriğiyle ilgili çözüm ise ibadetlerimizde yatıyor, çünkü o imtihanın içeriğini biz kendi ellerimizle işlediğimiz günahlarla ortaya çıkardık, dolayısıyla çözümüde kendi ellerimizle işleyeceğimiz güzel amellerde
yatıyor.

Şimdi; sabır adındaki şeyi açığa çıkarabilmeniz için ilk önce kalbinizle bir ibadet yapmanız gerekiyor, bu durumda Allaha teslim olmak, Allaha tevekkül etmek, Allaha gönülden bağlanmak gibisine, kalbinizde Allaha bağlılığınızı gösteren inançlar sergilemeniz gerekiyor. Bunu yaptığınızda gökten o kalbe bir ruh iniyor. Bu mümkünmü?
Evet, mümkün. Kalp ruhun merkezi ve kalple işlenen ibadetlerde, Rabbimiz o kalbi katından bir ruhla destekleyeceğini söylüyor. "Allah’a ve âhiret gününe iman eden bir topluluğun, Allah’a ve peygamberine düşmanlık eden kimselere -babaları, oğulları, kardeşleri yahut diğer akrabaları da olsa- sevgiyle bağlandıklarını göremezsin. İşte Allah bu müminlerin kalplerine imanı nakşetmiş ve onları katından bir ruh ile desteklemiştir..." (Mücadele Süresi; 22). Bu Ayet bizlere kalple Allaha teslim olunduğunda, kendilerine bir destek ineceğini anlatıyor. Kalbinizle yaptığınız bu ibadetlere bir de fiziki ibadetler eklediğinizde, namaz kılmak, malınızdan Allah adına harcamak gibi, o zaman ortaya bir de beden çıkıyor. Kalbiniz ruhu ortaya çıkarıyor, ibadetlerinizde bedeni. Bu ikisi nasıl bir araya geliyor? Bunu niyetiniz bir araya getiriyor. O ibadetleri hangi niyete yapıyorsanız, o ruhu o bedenlerle eşleştirende o niyet oluyor.

Örneğin; kelimelerin altındaki gizem. Dilinizden bir kelime çıktığında, o kelimenin karşı taraftaki etkisini, ne niyetle o kelimeyi sarfettiğiniz belirliyor. O kelimeye bir anlam kazandıran kalbiniz oluyor. Kalbimiz sözlerimize ve hayatımıza can ve anlam katan bir güç, nedenide ruhun merkezi olması. Sabır dediğimiz şeyi, doğuştan bize bahşedilmediği, gökten inmediği, kendimiz açığa çıkarmamız gerektiği içinde o şey, herkes için farklı olabilir. Örneğin; ilmi bilen birisi o ilmin tüm adımlarını uygular ve ortaya melek vari bir canlı çıkarır, o canlıda bir karakter vasfı olarak bedenine yerleşir ve kişiye zor anlarında hayatta kalmasına yardımcı olur. Bu konuda ilmi olmayan birisi içinse sabır bir enerjiden ibaret, bazen açığa çıkıp kendisine yardımcı olan, sonrada rüzgarın esintisiyle yok olup giden, soyut bir enerji. Bilin kişinin ortaya çıkardığı sabır ile bilmeyen farklı olduğu içinde, sabrın açıklamasını bu ikisi üzerinden yapacağız. B
ir de tabii ki Rabbimiz var, Rabbimiz için kullarının sabrı neyi ifade ediyor, birde kısaca buna değinmekte yarar var.

1) İlimden yoksun birisi o şeyi nasıl açığa çıkarıyor? Sabır olarak algıladığımız şey, gökten kalbinize inen ruhani bir enerji. O enerji gökten kalbinize inebilmesi içinde kalbinizde o enerjinin karşılığı olması gerekiyor. Bu durumda Allaha teslimiyat, Allaha gönülden bağlılık. Siz ilk önce kalbinizle
yıllarca Allahın hoşnut olduğu bir ibadeti sergileyeceksiniz, sonrasıda Rabbimiz sizi ruhani bir enerji ile ödüllendiriyor. O ruhani enerji sıkıntılarınızı çözüyormu; o sıkıntılı süreçte size yardımcı oluyor, süreci daha hafif atlatmanızı sağlıyor. O yüzden Rabbimiz nice Ayetinde sabredin diyor. Buradan anlıyoruzki sabır vasfını gösteren kişi sorunlarını çözen değil, sorunların içinde Allaha teslim olan kişi. Ne zamana kadar bu sabrı sergilememiz gerek; Rabbimiz yardımını indirinceye kadar. İşte burada da ilim sahibi ile ilimden yoksun kişi ayrılıyor. İlimden yoksun kişi Allahın hükmü ininceye kadar bekler, ilim sahibi birisi ise kalbinde açığa çıkardığı sabır enerjisini fiziki ibadetlerle destekleyip sıkıntısını kendisi çözer.

Özetlersek; sabır adındaki enerji gökten iniyor, inebilmesi içinde kalpte belirli duygular hasıl olması gerekiyor.
Kalpte ortaya çıkan o sabır enerjiside, en ilkel ve temel sabrı temsil ediyor. Bunun en güzel örneği hz Eyyübün sabrı. "Eyyûb’un yemini vardı. Ona: “Eline bir demet sap al, onunla hanımına vur da yemini bozma” dedik. Gerçekten biz onu sıkıntılara karşı sabırlı bulduk. O ne güzel bir kuldu. Doğrusu o, tam bir teslimiyet ve samimiyetle sürekli Allah’a yönelir dururdu" (Sad Süresi; 44). Sabırla ilgili Ayetleri incelerseniz, sabır belirli ibadetler eşliğinde anılır, hz Eyyüp misalinde ama değil, çünkü hz Eyyübün ne Allah adına harcayacağı malı vardı ne de ibadet etmesini sağlayacak sağlığı, elinde tek kalan kalbiydi, o da kalbiyle Allaha yöneldi ve kalbiyle o sabır enerjisini açığa çıkardı.

Bu noktada sizin bilmeniz gereken; ibadetleriniz değil, kalbinizde beslediğiniz inanç o enerjiyi ortaya çıkarıyor. O enerjiyi açığa çıkaran kalbiniz, ibadetlerinizde sadece o enerjiye şekil veriyor. O enerji kalpte nasıl açığa çıkıyor? Gökten iniyor. İlk önce frekans bazında yani enerji bazında kendinizi Allahla eşleştirmeniz gerekiyor, yani kalbinizi Allah muhabbetiyle doldurmanız gerekiyor. Bunu yaptığınızda Rabbimizin frekansını yakalıyor yani o hatları açıyorsunuz, karşılık olarakta Rabbimiz katından size bir ruh bahşediyor. Örneğin; bazı insanlar ibadetlerle Allah katından kendilerine birşey inmesini istiyor, fakat Allah katıyla o bağlantıyı kuracak kalp bunlarda yok. Olmayınca ibadetlerle çektikleri şeyler Allah katından değil, cinler aleminden geliyor.
Örneğin; bir çok kişinin bana melekler yardım ediyor demesi. Bu insanlara günaydın diyelim, onların gördüğü o ışık hüzmeleri melekler değil, cin/şeytanlar.

Değerli arkadaşlar; ruhani güçler kalbe iner, çünkü ancak kalp o ağırlığı kaldırabilir. Kalbe'de böylesine bir güç inebilmesi için o kalp Allaha teslim olması gerekiyor, bunuda sözde değil, yıllarca, hemde en zor anlarda kanıtlaması gerekiyor. Yıllar içinde bu samimiyetinizi kanıtladığınız zamanda Rabbimizle o frekansı yakalamış oluyorsunuz, o frekans üzerinden de Rabbimiz sizlere sürekli yardım indiriyor. Buradan da ne çıkarıyoruz; sabır adındaki enerji ruhani bir enerji ve Allah katından geliyor. O yüzden Rabbimiz sabırla ilgili Ayetlerde sürekli, Allah sabredenlerle beraberdir
diyor. "Ey iman edenler! Sabır ve namazla yardım dileyin. Şüphesiz Allah sabredenlerin yanındadır" (Bakara Süresi; 153). Bu insanlar zor anlarında Allaha sığınıyor Allahta onları kendisinden biliyor ve kendisi nasıl melekleri hizmetinde kullanıyorsa, o kulunuda hizmet edecek enerjiler gönderiyor. O enerji, soyut ruhani bir enerjimi, yoksa bedene sahip melek vari bir enerjimi; bu kalple açığa çıkardığını ruhani enerjiyi, ibadetlerle destekleyip desteklemediğinize bağlı. İlim sahibi ile ilimden yoksun birisi arasındaki farkta bu. İlim sahibi birisi kalbinde açığa çıkardığı o enerjiyi ibadetlerle destekler ve ortaya beden sahibi bir varlık çıkarır, ilimden yoksun kişiler ise sadece soyut bir enerji ortaya çıkarır, çünkü beden için ihtiyaç duyulan ibadetlerden haberi yok.

Sabır adındaki enerjinin mekanı gökte, sabırlılar için yaratılmış cennette. O enerjiden yeryüzünde beslenebilmeniz içinde en zor anlarınızda Allaha teslimiyat göstermeniz gerekiyor. O yüzden, zor günler geçirdiğiniz neden ben bunu yaşıyorum demeyin, şükür Rabbime kendimi Rabbime kanıtlama fırsatı doğdu deyin ve o süreçte Allaha olan bağlılığınızı kanıtlayın. bunu kanıtladığınız zamanda gökten kalbinize bir enerji iniyor, kalbinizdeki o inancı fiziki ibadetlerle desteklediğiniz zamanda o enerjiye bir beden bahşetmiş oluyorsunuz. Esas önemli olan ama, o ruhani enerjinin bize inmesini sağlayanda kalbimizdeki Allah bağı. B
u da çok büyük bir lütuf, çünkü yatalakta olsanız, fakirde olsanız, cahilde olsanız, yinede sabır enerjisini kendinizde açığa çıkarma şansınız var, çünkü atan bir kalbiniz var. "Onlar ki, kendilerine bir musibet dokunduğu zaman: “Bizim bütün varlığımız Allah’ındır ve biz ancak O’na dönüyoruz” derler" (Bakara Süresi; 156). "Onlar sabreden ve yalnızca Rablerine güvenip dayanan kimselerdir" (Ankebut Süresi; 59). "Rasûlüm! Onlar ne derse desinler sen sabret ve güçlü kuvvetli kulumuz Dâvûd’u hatırla. O, tam bir teslimiyet ve samimiyetle sürekli Allah’a yönelen bir kimseydi" (Sad Süresi; 17)Örneğin; Allah yolunda harcayabileceğiniz para olmayabilir, namaz nasıl kılınır bunuda bilmiyor olabilirsiniz, bir kalbiniz varsa ama, o zaman sabrın sizde açığa çıkmaması için hiçbir mazaret olamaz. 

İlim sahibi ile ilim sahibi olmayan kişi arasındaki bir farkta bu; ilim sahibi kişi o sabır enerjisini kalbinde ortaya çıkardığında, süreci Allaha havale etmez, o enerjiyi fiziki ibadetleriyle destekler ve sıkıntısını kendisi çözer. Kalbinde beslediği inancı fiziki eylemlerle yani ibadetlerle destekler, ortaya çıkardığı sabır enerjiside bedene sahip bir enerji olur ve bununla tüm sıkıntılarını giderir. İlim sahibi olmayanlar ise sadece ruhani bir enerji ortaya çıkarırlar, çünkü bedeni ortaya çıkaracak bilinçli ibadetler işlemezler. O ruhani enerjide, Allaha teslimiyattan ötürü bunlara indi, Allahtan yardım ininceye kadarda bunlar o teslimiyat yolunda kalmaya devam eder, bir insiyatif almazlar.

2) İlim sahibi birisi o şeyi nasıl açığa çıkarıyor? İlimle açığa çıkarıyor. İlim nedir? Hayatınızı kolaylaştıran bilgilerdir. Bu bilgileri nereden alıyoruz? Kutsal Kitabımızdan alıyoruz. Kutsal Kitabımız Kur'an-ı Kerim bu bilgileri bize aktarıyor. Nasıl aktarıyor? Sabırla ilgili Ayetleri okuduğunuzda Rabbimiz sabrı belirli ibadetler eşliğinde anıyor, oradan da anlıyoruzki sabrı açığa çıkaran o ibadetlerimiz. Örneğin; "Sabret; çünkü Allah iyi davranan ve işini güzel yapanların ecrini zâyi etmez" (Hud Süresi; 115). "Onlar, Rablerinin rızâsını kazanmak için her türlü sıkıntıya sabreder, namazı dosdoğru kılar, kendilerine verdiğimiz rızıklardan gizlice ve açıktan Allah yolunda harcar, kötülüğü iyilik yaparak kendilerinden uzaklaştırırlar. Dünyanın sonunda güzel bir hayat işte böyle kimseleri beklemektedir" (Rad Süresi; 22). Sabırla ilgili Ayetlerde bize öğütlenen ibadetleri yaptık diyelim, ne oluyor o zaman? İbadet veya değil, farketmez, eylemleriniz enerji boyutuna yansır, bu durumda söz konusu ibadetlerse, o ibadetler enerji boyutunda bedenler ortaya çıkarır, o bedenleride kalbinizdeki inançla beslediğiniz zamanda ortaya bir canlı çıkar. Günlük hayatınızda size yardımcı olacak melek vari canlılar.

Böyle birşey mümkünmü? Mümkün, çünkü Allahın Ayetleri bir ruh içeriyor;
"(Ey Rasûlüm), işte sana böyle emrimizden bir ruh (Kur'an) vahyettik" (Şura Süresi; 52). O ayetlerin emirlerini yerine getirdiğiniz zamanda o ruhtan yararlanabiliyorsunuz; Allah’a ve âhiret gününe iman eden bir topluluğun, Allah’a ve peygamberine düşmanlık eden kimselere -babaları, oğulları, kardeşleri yahut diğer akrabaları da olsa- sevgiyle bağlandıklarını göremezsin. İşte Allah bu müminlerin kalplerine imanı nakşetmiş ve onları katından bir ruh ile desteklemiştir..." (Mücadele Süresi; 22).
Nasıl yararlanabiliyoruz; o Ayetin hereğini yerine getirdiğimizde, örneğin sabırla ilgili Ayetlerin gereğini yerine getirdiğimiz o ruhani yardım melek sıfatında oluyor. "Evet yeter. Eğer siz sabredip Allah’a karşı gelmekten sakınırsanız, o anda düşmanlarınız ansızın üstünüze geliverseler bile, Rabbiniz özel nişanlı, formalı beş bin melekle size yardım edecektir" (Al-i İmran Süresi; 125). Örneğin; bu hayatta çok hürmet gösterdiğiniz Ayetlerin, kabir hayatında güzel bir melek görünümünde size gelip sorgu ve sual esnasında size arkadaşlık etmeside bunun bir örneği.

Sabrın gaybi bir varlık olduğuna ipuçları varmı; var, hz Hızır ile hz Musa'nın kıssası “Doğrulttuğum duvar ise o şehirdeki iki yetim çocuğa aitti. Altında da o çocuklara ait gömülü bir hazine bulunuyordu. Babaları da sâlih bir kişiydi. Böylece Rabbin o iki çocuğun olgunluk çağına ulaşıp kendilerine ait o hazineyi çıkarmalarını istedi. Bunların her biri Rabbinden birer rahmet tezahürüdür; yoksa bunları kendiliğimden yapmış değilim. İşte sabretmeye tahammül gösteremediğin hâdiselerin iç yüzü bundan ibarettir” (Kehf Süresi; 82). Hz Hızır bu misalde sabrı, hz Musa'da sabırdan yoksan kişiyi temsil ediyor. Sabırda ne yapıyor burada, gaybi bir varlık olarak insanların hayatlarına giriyor ve onları o sıkıntıdan kurtarıyor. Soruyorsunuz hz Hızır kimdir, hangi ortamlarda ortaya çıkar diye; işte bunun bir cevabı, herkes kendi Hızır'ını var edebilir, sabırla.
"İç yüzünü bilmediğin şeye nasıl sabredeceksin?" (Kehf Süresi; 68). Rabbimiz sabrı tanımlarken sabrı gaybı bilen bir varlık olarak tanıtıyor, buradan da biz anlıyoruzki, sabır gaypla ilgili ve ikincisi bilen bir varlık. Örneğin; sabredenlerin melekler desteklenmesi.

Tabii ki böyle birşeyin olabilmesi için, ilk önce Ayetlere riayet etmeniz, emirlerini hayatınızın bir parçası haline getirmeniz gerekiyor.
"Çünkü Allah, gönülleri kendisine saygı ve sevgiyle dopdolu olup buyruklarına karşı gelmekten sakınanlarla ve dâimâ iyilik edip işini güzel yapanlarla beraberdir" (Nahl Süresi; 128). Sabırla ilgili Ayetleri okuduğunuz zaman, belirli ibadetlerin üzerinde durulduğunu görürsünüz, bunları harfiyen uygulamadıkçada enerji boyutundan yardım alamazsınız. Hangi Ayetin enerjisinden yararlanmak istiyorsanız, ilk önce o Ayetin içeriğini kalbinizde yaşamanız, hayatınızada uyarlamanız gerekiyor. Bir Süreyi ne kadar okuyorsunuz buna göre değil, o Ayeti ne kadar yaşıyorsunuz buna göre yardım iniyor. Eğer bir Ayeti yaşamadan, bedeninizi o enerjiye yıllarca hazırlamadan, sadece Süreleri binlerce defa okumanız veya 40 günlük inzivaya çekilmeniz veya hayvan ürünleri yememenizle size yardım inceğini düşünüyorsanız, o zaman size günaydın diyelim; inmeyecek, çağrınıza cevap verenlerde Ayetin ruhu değil, cin/şeytanlar olacak. Eğer Ayetleri yaşamadan, yaşamaktanda ötesi yıllarca bedeninizde olgunlaşmasını beklemeden Ayetlerden yardım talep ederseniz bilinki hüddam adı altında şeytanlar hayatınıza girer, rahmani güçler değil.

İlimden yoksun birisi için sabır, kalple ve bazende rastgele ibadetlerle açığa çıkardığı soyut bir enerji. İlim sahibi birisi içinse sabır, somut bir enerji kaynağı. Örneğin; kıskançlık, hasetlik, cimrilik gibi vasıfları sizde açığa çıkaranlar şeytani varlıklar, bu duyguları sizde açığa çıkaranlar nasıl birer varlıksa, pozitif duygularımızı açığa çıkaranlarda birer varlık. İlim sahibi olanla ilim sahibi olmayan arasındaki farkta bu, birisi sadece bir enerjiyi açığa çıkarıyor, diğeri ise bir bedene sahip bir varlığı. Bilenle bilmeyen, ilim sahibi ile ilim sahibi olmayan hiçbir olurmu; elbette olmaz. İlim sahibi hayatı kendisine kolaylaştıran kişidir. Hangi ibadetlerimiz öylesine bir varlığı açığar çıkarıyor? Bu yazı vesilesiyle bunun sırrınıda size verelim; "Onlar (1) sabreden, (2) söz ve davranışlarında dürüst olan, (3) ilâhî emirlere gönülden itaat eden, (4) mallarını Allah yolunda harcayan ve (5) seher vakitlerinde Allah’tan bağışlanma dileyenlerdir" (Al-i İmran Süresi; 17). Bu Ayet bizlere o manevi varlığı nasıl açığa çıkarırız bunun formülünü veriyor. Siz bu Ayette et yememeyi, 40 gün inzivaya çekilmeyi veya şu kadar şunu oku gibisine talimat görüyormusunuz? Görmüyorsanız, o zaman girmeyin o tür işlere. 

Ne yapmamızı emrediyor bu Ayetler;
1) ilk önce sabır enerjisini açığa çıkarmanız gerekiyor, bunun içinde kalpten Allaha bağlanmak. (2) Söz ve davranışlarınızda dürüst olacaksınız. Sizi bu sıkıntılı sürece sokan söz ve davranışlarınızdı, sizi bu sıkıntıdan kurtarmadan önceside söz ve davranışlarınızı düzeltmeniz gerekiyor. 3) Allahın kurallarına itaat edeceksiniz. Allahın bir uygulamasından yararlanmak için, ilk önce Allahın emirlerine inanıyor ve uyguluyor olmanız gerekiyor. 4) Sıkıntınıza yardım istiyorsanız, iyilik yapmanız gerekiyor. O yardımı Allahtan istiyorsanız Allah adına bir iyilik yapmanız gerekiyor. Bu durumda Allah adına malınızdan harcamak.
İki kişi arasındaki ortaklık nasıl anlaşılır; iki kişi aynı maldan harcarsa. Bu adım neden önemli; cin ve şeytanlar size vesvese verebilmesi için ortada bir günah olması gerek, o günah onlara o hakkı tanıyor, o hakkı onların elinden almadan da onları susturamıyorsunuz. Onların elinden o hakkı alabilmek içinde ne gerekli, günahın antidotu olan hayrlı bir amel gerekli, bu adımda bunu sağlıyor. Bu adım başka neyi sağlıyor; içinde bulunduğunuz zorluklar üzerinizdeki günah borçlarından kaynaklanıyor, o borçları ödemediğiniz müddette kader peşinizi bırakmıyor. Sıkıntılarınız günahlardan kaynaklanıyor, o günahların çözümüde keza yine hayrlı amellerde, bu adımda bunu sağlıyor. Siz hayrlı bir ameli işliyorsunuz, Allahta o hayrlı ameli üzerinizdeki borca sayıyor ve yükünüzü hafifletiyor. Hafiflete hafifletede bir gün o borcu tamamen kapatıyor ve o sıkıntıdan kurtuluyorsunuz.

5) Bir sıkıntıdan kurtulmak için başka ne kaldı, tövbe kaldı. İlk önce halinizi düzeltiyorsunuz, sonrası Allahın emirlerini yerine getiriyorsunuz, sonrası Allahı kendinize ortak kılıp kefaret sürecini başlatıyorsunuz, en sonda
seher vaktinde kalkıp Allahtan bağışlama diliyorsunuz. Sabır adındaki şifa uygulamasının tüm bu adımlarını yerine getirdiğiniz zamanda ortaya melekvari bir enerji çıkarıyor, o enerjide hem günlük hayatınızda size yardımcı oluyor hem o hesapları kapatıp huzura kavuşmanızda. Birşey dikkatinizi çektimi; tövbe en son aşamada geliyor. O yüzden biz sizleri tövbeyle ilgili uyardık, tövbe ederken dikkat edin, tövbe, arınmanın ilk aşamasında gelmez, tüm hallerinizi düzelttikten sonrası gelir; eğer halinizi düzeltmeden, kefaretinizi yapmadan tövbe ederseniz, kader sizi aynı günahların içine tekrar sürükler, tövbenizde bu durumda sizin aleyhinize yazılır diye uyarmıştık.

Değerli arkadaşlar; güzel amellerimiz sonrası güzel enerjilerin ortaya çıktığı tartışılmaz, Ayetlerle amel edildiğinde o Ayetlerin bir ruh taşıdığıda tartışılmaz, sizin o ruh vari canlıyı ortaya çıkarıp çıkaramayacağınız ama tartışılır. Bunun tartışılır olması ama, o yolda çaba göstermenize engel olmamalı. "Sonra şu da kesin bir gerçek ki, elbette senin Rabbin, mihnet ve işkencelerle, zulüm ve baskılarla sınandıktan sonra hicret eden, ardından Allah yolunda cihâd eden, çalışıp didinen ve sabredenlerin yardımcısıdır" (Nahl Süresi; 110). Sabır enerjisini açığa çıkarmak için tüm gereksinimleri yerine getirin, siz üzerinize düşeni yapın ve merak etmeyin o yardım size mutlaka inecek, çünkü b
u Allahın verdiği bir söz ve Allahu Teala sözünden asla caymaz. "Bu, Allah'ın verdiği sözdür. Allah, verdiği sözden dönmez. Fakat insanların çoğu bilmezler" (Rum Süresi; 6). O yardım indiği zamanda kimbilir belkide o yardım melek vari bir canlı sıfatında olur. Neden olmasın, siz gönülden Allaha teslim olursanız, Allah sizi kendisinden sayar, saydığı zamanda kendisinin hizmetinde nasıl melekler dolaşıyorsa, sizin hizmetinizede melekleri indirir. Bu tamamıyla, ne kadar malda ve canda Allahla birleşmenize bağlı.








kelimelerden türemiş hurafeler