haç ibadeti altında yatan hikmet
Haftanın Konusu: haç ibadeti altında yatan hikmet. Değerli bir okurumuz farklı ibadetlerin altındaki hikmeti açıkladığımızı, acaba haçla ilgili de bir açıklama yapabilirmiyiz diye bizden rica etti, bizde inşallah bu yazımızla bu okurumuzun talebini yerine getirelim. Haç ibadeti ile Rabbimiz bu hayatımızın fragmanını bize veriyor, ibadet olarakta mahşer gününe hazırlıyor. Sizin bilmeniz gereken, peygamberimiz sav yaptırılan hiçbir ibadet hiçbir ritüel öylesine yaptırılmamış, her ibadet her ritüel, sıralamasına kadar birşeyleri ifade ediyor, bizde bu yazımızda bunun analizini yapacağız inşallah, umarız sizin için hayrlı ve aydınlatıcı bir yazı olur.
Haç ibadeti belirli sırada belirli ritüelleri yapmanızı gerektiriyor, o sıralama çok önemli, lütfen o sıralamaya riayet edin. Sıralama çok önemli, neden önemli, bu yazımızda hem bunu sizlere aktaracağız, hem o sıralamanın bu hayatımız ve mahşer anı için ne ifade ediyor bunu size aktaracağız. Haç ibadeti bu hayatımızla ilgili bir özet içeriyor, hem mahşer günüyle ilgili;
1. İhrama girmek. Cennetteki ilk yaratılış anlarını sembolize ediyor. Cinsel ilişkinin, kavga ve gürültünün olmadığı o ilk temiz anı temsil ediyor.
Not: ahiret hayatı için ihram neyi sembolize ediyor; mahşer günü kabirden çıkışı sembolize ediyor.
2. Tavaf. Haç ibadeti tavafla başlıyor. Yaratılış hikayemizde bu cennette geçirdiğimiz dönemi sembolize ediyor. O dönem bizler ilahi düzenle uyumluyduk, ahenk içindeydik. "Göklerde ve yerde olanların hepsi Allah'ı tesbih etmektedir, O üstündür, hikmet sahibidir" (Haşr Süresi; 1). Biz böylesine tesbih edenlerdendik, sonrası o günahı işleyip ahenki kaybettik.
Not: bu hayatımızda neyi amaçlıyor; gayp alemine savrulan şablonlarımızın tekrar bir araya getirilmesini amaçlıyor. Şablonlarımızı toplamak. Bunu biraz açalım; fiziki bedenimizin 7 tane enerji şablonu var, bu şablonlar üzerinden de biz gayp alemine dalıyoruz. Neden dalıyoruz; bu dünyada yaşayacağımız bazı kaza ve musibetleri gayp aleminde yaşamamız için dalıyoruz. Örneğin; rüyanızda canlı canlı bir kaza geçirdiyseniz, gerçektende gayp aleminde bir şablonunuz o kazayı geçirdi. Rabbimizin merhameti gereği bu hayatta yaşayacağımız bazı kazaları gayp aleminde yaşamamıza izin verilmiş, gayp aleminede fiziki bedenimizle dalamadığımız için, bizlere gayp alemine dalmamızı sağlayacak enerjiden oluşan, bedenimizin kopyası olan bedenler bahşedilmiş. Enerji bedenlerimiz üzerinden gayp alemine dalıyor olabilmemiz gerçektende çok büyük bir lütuf, aksi takdirde kaderimizde yaşamamız gereken tüm acıları bu boyutta yaşardık. Kabe'nin etrafında 7 defa dönerek, o şablonlarınız gayp aleminde nereye savrulduysa her bir dönüşle bir şablonunuzu bedeninize geri getiriyorsunuz. Haç ibadeti mahşer gününde Allahın huzurunda toplanmayı temsil ediyor, bu dünyada bir reset bir sıfırlanmayı temsil ediyor, dolayısıyla bu süreç içinde tüm şablonlarınız orada hazır olması gerekiyor. O yüzden tavaf olsun say olsun, haç süreci içindeki tüm ibadetler 7 rakamını içeriyor. Her bir şablon için bir ibadet.
3. Sa'y. Safa ve Merve tepeleri arasında yedi kez gidip gelmek. Tavaf edişimiz cennet mekanını temsil ediyorsa, sa'y yeryüzünü temsil ediyor. Tavaftan sonrası sa'y gelmesi öylesine değil, biz cennette rahat bir hayat sürdürürken, bir yanlışla kendimizi zahmetli bir hayatın içine sürükledik, yeryüzü hayatı, sa'y da işte o zahmetli yeryüzü hayatımızı temsil ediyor. Örneğin; hacer anamız safa ve merve arası koşarak bir ölüm kalım mücadelesi verdi, ne zamana kadar; hayat suyunu bulunacaya kadar. Bizim hayatta öyle geçiyor, bizde hayatta kalmak için bir işten diğer işe, bir ortamdan diğerine savruluyoruz ve hayatı çabalayarak geçiriyoruz. O hayat suyunu biz bulabiliyormuyuz? Haç ibadetinde bulabiliyorsunuz. Sadece zemzem suyuna ulaşarak değil, haç ibadeti sizi sıfırlıyor ve size yeni bir hayat sunuyor.
- Bazıları tavaftan sonrası doğrudan arafata geçip sa'yı en sonda yaptırıyor, siz bunu yapmayın. Arafatta Rabbimizin huzuruna çıkmadan öncesi mutlaka hayrlı bir amel ile onun karşısına çıkın. "Gizlice konuşmadan önce sadakalar vermeden korktunuz mu? Mademki yapmadınız, Allah da tövbe nasip etti artık size ve kabul etti tövbenizi, şu halde namaz kılın ve zekat verin ve itaat edin Allah'a ve Peygamberin'e ve Allah, ne yapıyorsanız hepsinden de haberdardır" (Mücadele Süresi; 13). Arafatta Rabbimizle baş başa kalacaksınız ve onunla içten gizli bir konuşma yürüteceksiniz, o görüşmeyi yapmadan önceside sadaka adına yapabileceğiniz tek amel sa'y. İhrama girdikten sonrası size sunulan tek amel bu, lütfen bunu kaçırmayın. Safa ve Merve arası yol tepinin, o çabanız Allahla buluşma yolunda sizin sadakanız olsun, o sadaka ile Allahın huzuruna çıkın.
Not: dua ve zikirle ilgili sizlere hep ne diyoruz; dua ve zikirle geleceğinizi belirleyemezsiniz, mutlaka ortada fiziki ameliniz olması gerekiyor demiştik. Örneğin; bir iyilik görebilmeniz için sizde başka birisine bir iyilik yapmanız gerekiyor demiştik. Safa ve Merve arası yürüyüşünüz işte bu fiziki ameli temsil ediyor. Örneğin; haç ibadeti arafatta bir arınma süreci içeriyor. O arınmayı elde etmeden önceside, o arınma için ortada beşeri bir çaba olması gerekiyor, o çabayıda safa ve merve arası veriyorsunuz. Burasını çok iyi anlamanız gerekiyor; arafatta arınmanızın önünü açan ameliniz o dağda okuduğunuz dualar veya kıldığınız namazlar değil, arafata ulaşmak yani arınmaya ulaşmak için safa ve merve arası gösterdiğiniz o fiziki çaba. "Safâ ile Merve Allah’ın hac ve umre için belirlediği işaretlerdendir. O halde hacceden veya umre yapan bir kimsenin, bu iki tepe arasında sa‘yetmesinde bir mahzur yoktur. Kim gönlünden gelerek bir hayır işlerse, mutlaka mükâfatını görür. Çünkü Allah, iyiliğin karşılığını fazlasıyla veren ve her şeyi bilendir" (Bakara Süresi; 158).
4. Arafat Vakfesi. Vakfe bekleme anlamına geliyor. Zilhicce ayın 9. gününde sabah namazından sonrası Arafata gidilir, güneş batımına kadarda arafatta kalınır. Orada tüm günü ibadetlerle geçiriyor, bir sonraki durağınıza geçebilmek için, müzdelife, bekletiliyorsunuz. Bu hayatla ilgili ne mesajı veriliyor burada; yeryüzüne itildiniz, bir önceki hayat ile bu hayattaki konumunuzu belirlediniz (sağdaki, soldaki ve araftaki) ve kader sizi bir ömür o konumda bekletecek, arafatta bu beklemeyi temsil ediyor, fakat tüm ömrünüzü bir konumda geçirmek zorunda değilsiniz, nasıl haç ibadetinde arafattan müzdelifeye geçiyorsanız, gerçek hayattada içinde bulunduğunuz ortamdan kurtulup daha güzel bir hayata adım atabilirsiniz. Arafat şuan içinde bulunduğunuz ortamı, müzdelife ise o ortamdan kurtulmayı temsil ediyor.
Not: ahiret hayatı için neyi temsil ediyor; hacca gider ve arafatta beklerseniz, mahşer günü arafta beklemekten kurtulursunuz. İslam dini kıssas kuralına göre çalışır, hangi sıkıntından kurtulmak istiyorsanız, örneğin mahşer günü hesaba çekilmek için mahşer alanında binlerce yıl beklemek, o zaman yeryüzünde onun denginde bir sevap işlemeniz gerekiyor, bu sevapta haç ibadetinde arafatta ve müzdelifede beklemek. Yani, hacca gidip arafatta beklediğinizde, mahşer günü arafta beklemekten kurtuluyorsunuz. Mahşer günü arafa düşseniz dahi, o bekleme süreci başkaları için bin yıllar olarak geçerken sizin için kısa bir süre olarak geçecek.
5. Müzdelife Vakfesi. Arafat ile Mina arasında kalan bölgenin adı. Müzdelife yakınlaşma anlamına geliyor. Burada bu hayat ile ilgili verilen mesaj şu; siz bu dünya'ya sağdaki, soldaki ve araftaki olarak konumu belirlenmiş olarak geliyor ve o doğrultuda bir yaşantıya itiliyorsunuz, haç ibadetide bu konumunuzu değiştirebileceğinizi anlatıyor, müzdelifede o değişimi sembolize ediyor. Örneğin; doğuştan sahip olduğunuz konumunuzu arafat temsil ediyor. Arafatta da ne yapmanızı istiyor Rabbimiz; bol dua, ibadet ve bekleme. Sonrası ne yapıyor Rabbimiz; arafattan sonrası sizi müzdelifeye alıyor. Müzdelife neyi temsil ediyor; sağdakileri yani cennetlikleri temsil ediyor. Rabbimiz ne yapmış oldu şimdi; doğuştan gelen konumunuzu alıp, sizi daha güzel bir konuma getirmiş oldu. Sizi doğru yola iletmiş oldu. "Arafat’tan seller gibi boşanıp aktığınızda Müzdelife’deki Meş‘ar-i Harâm’da Allah’ı zikredin. O sizi nasıl doğru yola erdirdi ise, siz de O’nu öylece zikredin. Çünkü siz, bundan önce gerçekten sapıklığa düşmüş kimseler idiniz" (Bakara Süresi; 198). Arafat ile müzdelife, yanlış yaşantı ile doğru yaşantı arasındaki farkı temsil ediyor. Sizin buradan çıkarmanız gereken ders; hayat statik değil, değişken. Doğuştan bahşedilen konumunuzla ahiret hayatına gitmek zorunda değilsiniz, beşeri çaba, bol dua ve ibadet ve zamanınızı bekleyerek (sabır) konumunuzu düzeltebilirsiniz.
Not: müzdelifede ne yapıyorsunuz; bekliyorsunuz. Dikkatinizi çektiyse, haç ibadeti belirli ritüeller içeriyor, bu ritüellerin merkezinde de beklemek geliyor. Bekletilme olayıyla biz nerede karşılaşacağız; mahşer gününde. Buradanda anlayınız ki haç ibadeti mahşer günü için indirilmiş bir ibadet. Örneğin; diğer ibadetler yeryüzü yaşantımız için indirilmiş, haç ibadeti ise bilhassa ahiret hayatı için indirilmiş bir ibadet. Haç ibadeti ile bu dünyadaki konumunuzu değiştirebilirsiniz, evet, size bu dünyada da katkısı var, ama haç ibadetin asıl bereketini ahiret hayatında görüyorsunuz, mahşer gününde bekleme sürecinizi kısaltarak.
Şimdi; müzdelife vakfesinde güneş batımından sabah namazına kadar bekliyor, süreci ibadetlerle dualarla geçiriyor, güneş doğmadan önceside Mina'ya hareket ediyorsunuz.
6. Mina. Burada şeytan taşlıyor, sonrada kurban kesiyor ve tıraş oluyorsunuz. Şimdi; tavaf ile şablonlarınızı topladınız, sa'y da arınmak için gereken beşeri çabayı ortaya koydunuz, sonrası arafatta beklemeye geçtiniz, sonrası Allah duanızı kabul etti ve sizi sağdakilerin arasına aldı, bu da müzdelifeyi temsil ediyor, sonrasıda Mina'ya geçiyorsunuz. Mina'ya varır varmaz ne yapmanız sizden bekleniyor; şeytanı taşlamak. Haç ibadetin ilginç noktalarından biriside bu; Rabbimiz sağdakileri tanımlarken bunları açık açık kötülüğe karşı taraf alanlar olarak tanımlıyor. Şeytan taşlamada bunu sembolize ediyor. Bu insanlar sağdakilerin yanına alınıyor, bu da belirli sorumlulukları beraberinde getiriyor, örneğin kötülüğe karşı net tavır alınmasını, dilsiz şeytan durumuna düşülmemesi, haksızlıklara karşı açık tavır alınması gibisine. Arafatta bir günü ibadetle geçiriyor, sonrası müzdelifeye alınıyorsunuz. Müzdelifeye de bir gece bekletildikten sonrası Minaya geçiyorsunuz, orada da şeytana taş atmaya itiliyorsunuz. Neden; sağdakilerden olmanın gereği bu. Allah sizi bağışlayıp sağdakilerin arasına aldığında, sağdakiler gibi hareket etmenizi bekliyor, o da kötülükle savaşmak.
Haccın en önemli yeri neresi derseniz, arafat deriz, çünkü arınma arafatta, o bir gün bekleme sürecinde gerçekleşiyor. "Sonra gerekli temizlikleri yaparak kirlerini gidersinler, adaklarını yerine getirsinler ve o Beyt-i Atîk’i tavaf etsinler!” (Hac Süresi; 29). Kirlerden arınma arafatta gerçekleşiyor, yeni konumunuz müzdelifede beklerken size yükleniyor, sonrası minaya geçiş yapıp yeni konumunuzun gereğini yapmanız sizden bekleniyor, o da şeytana taş atmak. Taşı attıktan sonrasıda adağınızı kesiyorsunuz. Adak neyi temsil ediyor; şeytana ilan ettiğiniz savaş için ihtiyaç duyduğunuz ömrü size veriyor. "Allah Kâbe’yi, o Beyt-i Harâm’ı, haram ayları, Kâbe’ye hediye edilen kurbanı ve kurbanlıklara takılan gerdanlıkları insanlar için maddî-manevî bir kalkınma ve geçim vesilesi kılmıştır. Şunu bilesiniz ki, Allah göklerde ve yerde ne varsa hepsini bilir. Çünkü Allah her şeyi hakkıyla bilendir" (Maide Süresi; 97). Öylesine ömür yok, hayrda kullanma şartıyla ömür var. Tıraşta eski günahlar geçmişte kaldı, yeni bir hayata başlangıcı sembolize ediyor
Not: Mina'nın ahiret hayatıyla ilgili verdiği mesaj; mina mahşer günü Allahın huzuruna çıkmayı temsil ediyor. "Sayılı günlerde Allah’ı tekbirlerle zikredin. İki gün içinde Minâ’da görevini çabucak tamamlayıp dönmek isteyene bir günah olmadığı gibi, orada daha fazla kalana da bir günah yoktur. Bu durum, günahlardan sakınanlar içindir. Siz de Allah’a karşı gelmekten sakının ve şunu bilin ki, hepiniz O’nun huzurunda toplanacaksınız" (Bakara Süresi; 203). Minada üç şey gerçekleşiyor, şeytana taş atmak, kurban kesmek ve tıraş olmak. Mahşer günü Allahın huzuruna çıktığınız zamanda Allahın sizi sorguya çekeceği bu üç şey olacak; birisi size bahşedilen kurbanlar yani size bahşedilen ömür ile ne işleri işlediniz, ikincisi, düşman olarak tanıdığınız şeytana karşı ne yaptınız ve üçüncüsü arafattan indiğinizde arınmıştınız, neden o arınmayı ayakta tutamadınız.
7. İhramdan çıkmak. Yasakların bittiği an. Bu bağışlanmayı sembolize ediyor.
Not: ahiret hayatı için neyi sembolize ediyor derseniz, ana yurdumuz cennete geri dönüşü sembolize ediyor. Yasakların olmadığı, arzu ettiğimiz herşeyin hizmetimize sunulacağı yer. "O cennet ki, orada onlara diledikleri herşey var, orada ebedi yaşayıp giderler. Bu nimet Rabbinin insan için, her zaman istenmeye değer bir vaadidir" (Furkan Süresi; 16).
8.Tavaf. Veda tavafı yapıyorsunuz. Bu adım hamdı ve ilahi düzenle uyumlu hale gelmeyi sembolize ediyor. Nasıl gezegenler güneş sistemin etrafında, elektronlar çekirdeğin etrafında dönüyorsa, bizde şablonlarımızla birlikte kabenin etrafında dönüyor ve kendimizi o büyük ahenkle uyumlu hale getiriyor, bi' nevi temizlenme sonrası kendimize reset atıyor ve Rabbimiz bizi kabul ettiği, bizi bağışladığı için hamd ediyor, onu yüceltiyoruz.
Özetlersek: haç ibadeti üzerinden Rabbimiz bizlere bir çok mesaj veriyor, bunun bu hayatla ilgili içerdiği mesajlar, ahiret hayatı için içerdiği mesajlar var, biz bu yazımızda kısaca bu iki boyutada değinmek istedik, umarız yazımızdan arzu ettiğiniz ilham ve bilgileri almışsınızdır. Bizce buradan çıkarılması gereken çok ders var; 1) bu hayata bir konumda başlıyor ve yıllarca o hayatın içinde tutuluyorsanız, bunun böyle olmak zorunda olmadığını haç bize anlatıyor. Hayatınızı amelleriniz belirliyor, haç gibi geçmiş amellerinizi sıfırlayabilecek bir ibadette geçmişinizi sıfırlayıp size yepyeni hayat sunabilir. Hayatınızın içeriğini belirleyen bilinçaltınız veya birşeye ne kadar inanıp inanmadığınız değil, işlediğiniz doğrular ve yanlışlar hayatınızın içeriğini belirliyor, bu durumda bir önceki hayatımız. Haç ibadeti ile de bu geçmişimizi resetleyebiliriz, bizcede haç ibadetin en büyük nimetlerinden birisi bu. 2) Rabbimiz bizi bağışladığında ve bizi cennetliklerin (sağdakiler) arasına aldığında, bu sefer doğru hareket etmemizi, bu sefer şeytanın vesvesesine kananlardan değil, ona taş atanlardan olmamızı bekliyor, yani artık hayatınızda olup biten yanlışlara karşı sessiz kalamazsınız diyor. Haç ibadeti nimetlerle geliyor, ama aynı zamanda sorumluluklarla, bize yüklediği en büyük sorumlulukta belki bu; kötülüğe karşı sessiz kalmama zorunluluğu. Haç ibadeti ile geçmişinizi sıfırlayabiliyor, yeni bir hayata adım atabiliyorsunuz, ne kadar sıfırlandınız ne kadar yeni bir hayata atıldınız, bunu kötülüğe karşı gösterdiğiniz dik duruştan siz kendinizde anlarsınız. Çok dik duruş çok arınma, az dik duruş az arınma.
Bilinçaltı temizlemesi veya aidin salihin kandırılmış kadınların arınma yöntemleri gibi, hangi arınma yöntemini denerseniz deneyin, o yöntemin sizde bir iç temizlik yapıp yapmadığını buradan anlarsınız; kızdığınız veya öfkeli olduğunuz anlarda ne kadar sakinliğinizi koruyabiliyorsunuz. Uyguladığınız arınma yöntemi iç dünyanızı şeytanlardan arındırıp içinize huzur getirmesi gerek. O huzurun sizde olup olmadığınıda kavga gürültü anlarında, kızdırıldığınız ve öfkelendiğiniz anlarda anlarsınız. Örneğin; eliniz kolunuz titremeye başlıyorsa, bilinki o arınma yöntemleri sizde hiçbir işe yaramamış. Ya doğru yapmadınız ya da yanlış yöntemi seçtiniz, bu durumda kefaret yöntemini denemenizi tavsiye ederiz.
Örneğin; hacca gidiyor, sonrada en ufak olayda hemen şeytanların gazına gelip çevrenize zulmedebiliyorsanız, bilinki şeytanlara karşı dik duramıyorsunuz, velhasıl siz haç ibadetinden nasibinizi alamamışsınız. Haç ibadeti insanı terbiye eder, çünkü kişinin iç dünyasını sıfırlar. Eğer kişi çok rahat sinirlenebiliyor veya öfkelenebiliyorsa bilinki içindeki şeytanları yok edememiş, yok edememekten ötesi içindeki şeytana taş atamıyor. Bu kişi hacca gitmiş, ama o ibadetten hiçbir feyz alamadan gelmiş. Örneğin; kaçınız günlük hayatında çevresinde olup biten kötülüklere karşı sesini çıkarabiliyor, pek azı, buradan da anlayınki bu kişiler henüz arafattan, o günahkar ortamdan çıkamamış. 3) Haç ibadetinden çıkarmamız gereken bir diğer mesaj; hangi ibadete bakarsanız bakın İslamın kıssas kuralını görüyor olmanız. Örneğin; ahiret hayatında hangi sıkıntıdan kurtulmak istiyorsanız, yeryüzünde bunun denginde bir sevap işlemeniz gerekiyor. Eğer o sıkıntınız mahşer gününde bekletilmekse, o zaman yeryüzünde beklemeyi içeren bir sevap içinde bulunmanız gerekiyor. Örneğin; biz hayatımızın bir çok noktasında beklemeye itiliyoruz, fakat o bekleme Allahı bekleme değil, dünyevi nimetleri bekleme. Mahşer gününde ise biz Allahı bekleyeceğiz, dolayısıyla yeryüzünde de Allahı beklemekle ilgili bir sevap içinde bulunmamız gerekiyor. Varmı yeryüzünde böylesine bir sevap imkanı; var, arafat ve müzdelifede bekleme süreci tamda bunu amaçlıyor. Nasıl; Mina Allahla buluşmayı temsil ediyor, o buluşma önceside biz arafat ve müzdelifede bekleyerek o sevabı kazanmış oluyoruz.
Başka ne dersi çıkarmalıyız; 4) haç ibadeti bir günahın, cennetten kovulmanın insana bedeli ne oldu bunun özetini bize aktarıyor, yani dünya hayatı bir günahımızın ürünü olduğunu anlatıyor. Allah nezdinde dünya hayatı bir günahın ürünü olduğu içinde haç ibadeti sürecinde asla dünya nimetlerinden istememek gerekiyor. Dünya günahkarların yerini, yanlışların yerini temsil ediyor, dolayısıyla arınmak için haç ibadeti gerçekleştiren birisi haçda dünyevi şeyleri Allahtan istememeli. Eğer isterseniz ne olur; ahiret hayatınızı kaybedersiniz. "Hac ibâdetlerinizi tamamlayınca, câhiliye döneminde babalarınızı andığınız gibi, hatta ondan daha coşkulu bir şekilde Allah’ı anın. Bazı insanlar: “Rabbimiz, bize nasibimizi dünyada ver!” der. Öyle kimselerin âhirette hiçbir nasibi yoktur" (Bakara Süresi; 200).
Gördüğümüz bazı yanlışlarıda bu yazı vesilesiyle size aktaralım inşallah; namazda nasıl kıyam, rükü ve secde gibi belirli bir sıralama varsa, haç ibadetinde de belirli bir sıralama var, bazılarında o sıralamaya riayet etmediğini görüyoruz. Haç ibadeti belirli aşamalar içeriyor ve bu aşamalar arınmanın ve ahiret hayatındaki olayların sıralamasını bize anlatıyor. Lütfen o sıralamaya riayet edin, o sıralama dışına sürükleyenlerden de uzaklaşın. Gördüğümüz bir diğeri yanlış; her bir mekan bir amaç güdüyor, insanlarda maalesef o amacı bilmiyor, dolayısıyla o ibadeti bilinçsiz yapıyor. Lütfen siz bu hataya düşmeyin, haç ibadetinde bir mekandan diğerine hareket ederken her mekanın bir amaç güttüğünü, bir mekanda işlenen ibadetin bir sonraki mekana hazırlık içerdiğini bilin ve hacca o bilinçle gidin. Kaçı sizce bu bilinçle gidiyor; bizce çok azı. Gördüğümüz bir diğer yanlış ise; haccın olmazsa olmazları var ve biz bunlara farz diyoruz, bazı insanlarda bu farzları insanlara aktarmıyor. Bakın arkadaşlar, bazı konular yoruma açık olabilir, bazı konular ama yoruma açık değil, birşeyin yoruma açık olup olmadığını nereden anlıyoruz, o şey Ayetle sabit olup olmadığından. Eğer belirli konular Ayetlerde geçiyorsa ve Allah yapın bunu diyorsa, bilinki o farz. Bazı şeyleri bilmeniz ve anlamanız için o konuda uzman olmanız gerekmiyor, örneğin eğer birşey Ayette geçiyor ve Allah yapın bunu diyorsa, bunu yapmanız gerektiğini, sizin tercihinize bırakılmadığını bilmeniz için o konuda uzman olmanız gerekmiyor. Bunu henüz anlamayan ilahiyatçılar ve din görevlileri var, buradan da bunları uyarmış olalım.
Örneğin; "Başladığınız haccı ve umreyi Allah rızâsı için tamamlayın. Eğer bir engel çıkar da tamamlayamazsanız, o zaman maddî durumunuza uygun bir kurban gönderin. O kurban, yerine varıp kesilinceye kadar başlarınızı tıraş etmeyin. Aranızdan hastalanan veya başında bir rahatsızlığı bulunduğu için vaktinden önce tıraş olma zorunda kalanlar ise fidye olarak ya oruç tutsun ya sadaka versin veya kurban kessin. Emniyet ve genişlik içinde olduğunuzda, içinizden kim hac zamanına kadar umre yaparsa, maddî durumuna uygun bir kurban kessin. Kurban kesemeyenler ise üçü hacda, yedisi de hacdan döndükten sonra olmak üzere tam on gün oruç tutsunlar. Bu hüküm, Mescid-i Harâm civârında oturmayanlar içindir. Allah’a karşı gelmekten sakının ve bilin ki, Allah’ın cezası pek şiddetlidir" (Bakara Süresi; 196). Rabbimiz bu Ayetinde kurban kesin diyormu; diyor. Kurban sonrası tıraş olun diyormu; diyor. Yapmadığınız zaman size ceza kesiyormu; kesiyor, ceza olarak oruç tutacaksınız diyor. Buradanda siz kurban ve tıraşın farz, yani yapmanız gereken bir ibadet olduğunu çıkaramıyorsanız, din görevlisi olarak ortalıkta dolaşmayın.
Örneğin; "Safâ ile Merve Allah’ın hac ve umre için belirlediği işaretlerdendir. O halde hacceden veya umre yapan bir kimsenin, bu iki tepe arasında sa‘yetmesinde bir mahzur yoktur. Kim gönlünden gelerek bir hayır işlerse, mutlaka mükâfatını görür. Çünkü Allah, iyiliğin karşılığını fazlasıyla veren ve her şeyi bilendir" (Bakara Süresi; 158). Bu Ayette Rabbimiz Safa ile Merve'nin haccın işaretlerindendir diyormu; diyor. Allah bunu dedikten sonrası siz eğer Safa ve Merve'yi ihramdan çıktıktan, yani haç ibadeti bittikten sonrası yaparsanız ne olur; haccınız kabul olmaz, çünkü Allah Safa ve Merve'yi haccın bir parçası, işaretlerinden birisi olduğunu söylüyor. Haccın farzlarını bilmeniz için yüz defa hacca gidip orada rehberlik yapmanız gerekmiyor, hacla ilgili Ayetleri açıp okumanız yetiyor, o zaman nasıl oluyorda kocaman profesörler çıkıyor ve size haccın farzlarını anlatırken Safa ile Merve'yi o farzların arasında anmıyor; ya art niyet ya da kafa basmıyor. Bu insanlar acaba Allahın Ayetlerini açıp hiç okuyormu, anlayarak okuyormu? Neyse, bundan da bir gün hesaba çekilirler. Sicilleri baya kabarıyor ama, bizden de uyarması.
Konu konuları açıyor, bizce şimdilik bu kadar bilgi yeter. Kendinize, ailenize, sevdiklerinize, milletimize, devletimize, ümmete ve dinimize çok iyi bakınız. Hacca gitmek nasip olmadıysa, ki bize henüz nasip olmadı, hepimize nasip olur, sonrasıda o arınmaya layık bir hayat sürdürürüz inşallah. Allaha emanetsiniz. -12.06.2025