hac ve hacer anamız- yumuşama
Bölüm 3
Hacer anamız üzerinden bize başka ne mesajı veriliyor; yumuşama enerjisi bize aktarılıyor. Hacer ismi taş anlamına geliyor, örneğin Hacer-ül Esved, o sertliğide Rabbimiz hacda yumuşatıyor. Haccın bize vermek istediği mesajlardan birisi bu, siz hacca gittiğinizde yumuşayacaksınız mesajı. Hacer anamız bu hikayede, kaderin bize savurduğu acımasızlığı, sertliği temsil ediyor, Safa ve Merve arası o yürüyüşte yumuşamayı temsil ediyor. Nitekim iki tepe arası belirli sayıda gelip gittikten sonrası zemzem suyu ortaya çıktı. Nereden çıktı; sert kayalıklar arasından çıktı. O kayalıklar nasıl yumuşadıda su çıktı; Safa ve Merve arası gelip gitmesi sonrası yumuşadı. Sizin buradan anlamanız gereken; sahneyi ve karakterleri yaratan Rabbimiz, o sahnedeki herşeyi öylesine yaratmamış, her karesi bize onlarca mesaj içerecek şekilde var etmiş. Örneğin; çocuklarımıza koyduğumuz isimlerin o çocuklarımızın kaderini etkileyeceği, çocuğunuza sert bir kaya parçasının ismini koyduğunuzda o çocuğunuz hayatında o sertliklerle, o kaya parçacıklarla gerek insan sıfatında gerek olay sıfatında karşılaşacağını biliniz. Nitekim hacer anamız da karşılaştı. Firavunun kölesi konumundayken Sare'ye veriliyor, orada huzura kavuştum derkende, çöle itiliyor.
Çöl ne yaptı? Hacer anamızın kaderini yumuşattı. Sıcaklığın demiri yumuşatması gibi, o sıcaklık onun yüklerini eritti. Buradan da ner dersi çıkarmalısınız; kabe'nin çölde olması bile öylesine değil. Allahu Teala anaların şehrinin dünyanın herhangi bir çoğrafi bölgesine yerleştirebilirdi, en azından sıcaklığı orta derecelerde olan bir yere yerleştirebilirdi, yapmadı ama bunu, dünyanın en sıcak iklimine yerleştirdi. Neden? Hac edenlerin günahları o sıcaklığın altında yansın diye. Siz tavaf ederken terliyorsunuz, bedensel olarak ısınıyorsunuz, fakat bu ısınma ve terleyerek toksinlerden kurtulma olayı sadece fiziki bedenle sınırlı kalmıyor, enerji boyutunda da siz günahları eritiyorsunuz. Çölün ortası ne olmuş oldu bu durumda; cehennem olmuş oldu. Kural basit; günah yakmak için ortada bir ateş olması gerekiyor, burada gördüğümüz olayda bu, aşırı sıcakların altında kalarak günahlarımızı eritmeye itiliyoruz.
Günahlarımızı yaktığımız zaman ne oluyor? İnsanın içi yumuşuyor. Günah işlediğinizde, o günahın karşılığı olarak şeytanlar bedeninize iner, o şeytanlarda yumuşak dokularınızı katılaştırır, sert ve sevimsiz bir varlığa dönüşürsünüz. Günahlardan arındıkçada, şeytanlar o dokuların üzerinden kalkar ve insan daha yumuşak, ilk yaratılış haline, o orta yol haline geri döner.
Buradan ne dersi çıkarmalısınız? Birisi umreye ve hacca gidiyor, ama o öfke patlamaları, o asabi fıtratı var olmaya devam ediyorsa, bilinki o kişi o hac ve umreden hiçbir feyz alamamış. Değerli arkadaşlar; biz insanları hacca teşvik ediyoruz ve bunu sadece ahiret hayatı kazanımları için değil, bu hayatta da huzur bulmaları için teşvik ediyoruz. Eğer hacca giderseniz, değişim enerjisini yüklenir ve hayatınızın o tıkanıklıklarını giderirsiniz, artı şeytanlarınızdan arınır, daha yumuşak daha merhametli daha mülayim daha sevecen bir insana dönüşür, bu değişimle sadece ahiretinizi kurtarmaz, sizinle birlikte yaşayan insanların hayatınıda cennete çevirmiş olursunuz.
Hac ibadeti bizlere bir çok mesaj veriyor, bunların arasında hangisi göze batıyor diyorsanız, yumuşama enerjisi deriz. Neden; hac ibadetin bizlere bir çok kazanımları oluyor, fakat bu kazanımlar genelde kişinin kendisine oluyor, çevresi bundan nemalanamıyor. Çevresininde nemalanacağı bir kazanım var, o da yumuşama enerjisi. O yüzden, hacca gidiyorsanız mutlaka yumuşama enerjisini oradan yüklenin deriz. Örneğin; yumuşadığınızda çevrenize sürekli tatlı dil gösteriyor, yanlış ve kusurlarında onları tersleyip azarlamıyor, çevrenizdeki insanların hayatını kolaylaştırıyorsunuz. O yumuşama enerjisini nasıl yüklenebiliriz; o yumuşama enerjisini siz ilk tavaf anında emmeye başlıyorsunuz, siz o sıcaklığın altında bir merkezin etrafında hareket ettikçe, o hareket enerjisi siz yumuşatıyor, en basiti o sıcaklığın altında gevşiyorsunuz. O gevşemenin sadece bedensel boyutta kalmadığı, enerji boyutunda da birşeylerin gevşediğini bilmelisiniz. Santrifüj döndükçe nasıl belirli maddeleri sıvıdan ayırıştırıyorsa, siz bir merkezin etrafında döndükçe sizin bedeninizden de birşeylerin ayrıştığını anlamalısınız.
Sonrası Safa ve Merveye gidiyorsunuz, orada ne oluyor; orada da belirli bir hareket içinde bulunmanız sizden bekleniyor, burada ama santrifüjal bir güç değil, düz bir çizgide gelip gitme sizden bekleniyor. Bunun bize katkısı ne; burasının gizemi oradaki kaya parçacıklarıyla ilgili, bir tepe (Safa) sert, diğeri ise (Merve) yumuşak ve siz, birbirine zıt iki enerji arası gelip gitmeye itiliyorsunuz. Safada başlıyor ve oradaki sert kayalıkların ortaya çıkardığı sert enerjiyi içinizdeki sertliklerle eşleştiriyor, Merveye doğru ilerledikçe bu sefer yumuşak kayaların ortaya çıkardığı o yumuşak enerjisiyke karşılaşıyor ve içinizde bir dönüşüm gerçekleştiriyorsunuz, sertlikler yumuşamaya başlıyor. Ne olmuş oldu yine burada; siz bedensel olarak bir yorulmaya bir terlemeye itiliyorsunuz, fiziki bedeniniz birşeyleri atmaya itilirken, bu değişim sadece fiziki bedenle kalmıyor, enerji boyutunda da devam ediyor. Sonrası Arafata gidiyorsunuz, arafatta ne yapmaya itiliyorsunuz; beklemeye itiliyorsunuz. Bu size ne kazandırıyor; sizi yine yumuşatıyor. Nasıl; bekletilerek, o sabırsızlık enerjisini, sizi hemen galyana getirin, ani tepkilere vermenize sebep olan o kötü enerjilerinizi eritmeyi sağlıyor. Sonrası müzdelifeye gidiyorsunuz, orada ne oluyor; yine bekletiliyorsunuz. Bu bize ne sağlıyor; arafatta bekledikten sonrası hemen ilerlemenize izin verilmiyor, yine bir müddet daha burada bekle deniliyor ve kişinin içinde halen sabırsızlıkla, her olayda patlamayla ilgili kötü enerjileri varsa, burada bunlardan tamamen arınması sağlanıyor. Sonrası şeytan taşlıyorsunuz, o taşlama ilede, hadi hayrlı olsun deniliyor size, sen şeytanlarından kurtuldun, artık o yumuşak fıtratına geri döndün deniliyor.
Gördüğünüz gibi, haccın bir çölde gerçekleştirilmesinden, Sa'y yaptığımız tepelerin jeolojik yapısı, belirli hareketleri yapmamıza kadar, bunların hepsi sembolik değil, hepsi tümüyle insanlığın içinde bulunduğu durumdan kurtulsun diye yaratıcının baştan yarattığı, hesapladığı şeyler. Biz hacca gittiğimizde, bunu geçmişte birisi yaptı diye yapmıyoruz, o kişiye bunu yaratıcı yaptırdıysa bunun altında bir hikmet var diyor ve yapıyoruz. O mekanları, kişilerin attığı her adımları, aldıkları mesafeleri, maruz kaldıkları enerjileri bunların her birini yaratıcı baştan ayarladı, bizede bunu yaptırarak aynı kazanımları elde etmemizi istiyor diyor ve yapıyoruz. Bunu biz bugün daha iyi anlıyorsak, o zaman biz hacca gittiğimizde o ibadetlerimizi daha bilinçli yapmalı ve oradan maksimum fayda elde etmeliyiz.
Özetlersek: umarız bu yazı dizimizden de arzu ettiğiniz ilhamı almışsınızdır. Buradan çıkarılması gereken çok ders var; haccın ne kadar önemli olduğu, hacda yapmaya itildiğimiz ibadetlerin fizikle, bilimle doğa ile ne kadar uyumlu olduğu, yapılan ritüellerin öylesine yapılmadığı, altında büyük ilimlerin yattığı, geçmişte atalarımız o eylemlere itilirken, ayak bastıkları kum tanelerinden itildikleri tepelere kadar bunların her biri her karesi önden hesaplanıp kaderlerine yazıldığı, her sahne her kare çok ince detaylar içerdiği, o olayların öylesine yaşanılmadığı, insanlık hangi konuda yardıma muhtaçsa o doğrultuda o olayların gökte yazıldığı ve yeryüzünde hayat bulduğu, hacer anamız bu hikayede bir çok şeyi sembolize ettiği, bunların başında da ölçülü bir hayat, değişim enerjisi ve fıtratımızı yumuşatmak geldiğini bu yazı dizilerimizden inşllah çıkarmışsınızdır. Kendinize, ailenize, sevdiklerinize, sizi sevenlere, milletimize, vatanımıza, ümmete ve dinimize, insanlığa ve tabiata çok iyi bakınız. Allaha emanetsiniz. -24.06.2025