• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası

bilinmeyenler ve bilinmesi gerekenler............     
"Allah: Elbette ben ve elçilerim galip geleceğiz, diye yazmıştır. Şüphesiz Allah güçlüdür, galiptir" (Mücadele Süresi; 58).







synergy kendiyas- ölülerle konuşmak mümkünmü bölüm: 3


Bölüm 3


Ölülerle iletişime geçmek hiçbir şekilde mümkün değilmi? Evet, mümkün. O kapı bizlere tamda kapalı değil. Fakat bu iletişim ancak rüya aleminde gerçekleşebilir, fiziki alemde değil. Sizin anlamanız gereken, fiziki bedenlerimiz duyu organlarımıza bağlı, duyu organlarımızda berzah alemine (ölüler diyarı) kapalı kılınmış. Dolayısıyla bu fiziki bedenlerle ölülerle iletişime geçmemiz imkansız, ilk önce bunu net anlamanız gerekiyor. O zaman iletişime geçebilmemiz için ilk önce ne yapmamız gerekiyor; bize sınırlama koyan bedenlerimizden kurtulmamız gerekiyor. Ölmeden böyle birşey mümkünmü; uykuda mümkün. Uykuda o bedenden çıkıp ölülerle iletişime geçebilir, hatta ölüler diyarına adım atabilirsiniz. Nitekim Allahu Teala uykuyu geçici bir ölüm olarak nitelendiriyor. "Allah, (ölen) insanların ruhlarını öldüklerinde, ölmeyenlerinkini de uykularında alır. Ölümüne hükmettiklerinin ruhlarını tutar, diğerlerini belli bir süreye (ömürlerinin sonuna) kadar bırakır. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır" (Zümer Süresi; 42).

Rüyada ama o iletişim mümkün? Arkadaşlar, farkındayız her birinizin rüyada ölen bir yakın veya dostu veya tanıdık başka birisini gördüğü, doğal olarakta bunun rahmanimi, şeytanimi olduğunu merak ediyorsunuz. Kural basit: siz istemeden görüyorsanız, bunu cinni olarak varsayacaksınız. Neden; kişi öldüğünde onun canlılar diyarı ile ilgili rızkı kapanıyor, arkasından bir set çekiliyor ve o set o geri dönüşü engelliyor. Birisi öldüğünde onun artık gittiğini bilmeniz gerekiyor. O kişi gittiğini, siz gittiğini bilmeniz içinde giden kişi gittiği yerde kalması gerekiyor. İlahi kural bu. Fakat, hani istisnalar diyoruz ya; siz ölen birisinin bir ton borcunu kapatmışsınızdır veya büyük bir hayrınız kişinin kabir hayatındaki durumunu kurtarmıştır, böyle bir durumda Allah o kişi ile uyku aleminde buluşmanıza izin verebilir. Bunlar ama çok istisnai durumlar. Örneğin; kaçınızın rüyasında gördüğü bir kişiye bir hayrı dokundu? Çok seviyordum olayıda burada geçerli değil, çünkü sevgi soyut birşey, Allah insanlardan somut şeyler bekliyor, yani o kişi için neler yaptınız. O yüzden rüyanızda gördüğünüz çoğu şeye inanmayın.

Diyelimki siz bir ölü ile iletişime geçmek istediniz, bu durumda ne olur; ilk önce bunun ancak rüya aleminde mümkün olduğunu bilmeniz gerekiyor. Rüya aleminde görmek içinde Rabbimiz ilk önce talebinizi değerlendirir, neden iletişime geçmek istiyorsunuz bunu öğrenmek ister. Sonuçta canlılar diyarı ile ilgili rızkı kapanmış birisini tekrar bir canlı ile iletişime geçirmek istiyorsunuz, bunun içinde onun canlılar diyarı ile ilgili rızkını tekrar açmanız gerekiyor. O yüzden diyoruz ya, bu iş bu salakların gösterdiği kadar basit ve ucuz değil. Sonrası manevi açıdan siz öylesine ağır bir talepte bulunma hakkına sahipmisiniz buna bakılır, örneğin o kişi üzerinde bir hakkınız varmı, sonrası iletişim içinde olmak istediğiniz o kişi sizinle iletişime geçmeye müsaitmi, sonuçta onunda bir kabir hayatı var, o kişinin maneviyatı buna müsaitmi bunlara bakılır, tüm şartlar yerine geldiği zamanda Rabbimiz o iletişime müsaade edebilir, ancak bunlar çok ama çok istisnai, bin yılda bir belki görebileceğiniz şeyler.

İlahi düzende bin yılda bir görebileceğiniz birşeyide birileri her gün sergiliyorsa bilinki burada bir oyun var. Hatta bu salaklar sürüsü olayı o kadar cıvıttıki, her mezarlıkta birini bülbül gibi öttürüyorlar. Bu oyunu tezgahlayanlar (cinler), sizleri kandırmanın getirdiği o zevk sarhoşluğunda kendilerini o kadar kaybetmişki, oyunu ifşa edecek pervasızlıkta bu oyunu oynuyorlar. Siz ama salak ve dinden habersiz olunca, apaçık ortada olan bu oyunu göremiyorsunuz.


Sadece çok istisnai durumlarda bir ölü rüyanızda görünür. Bu yazımızda sizin bilmeniz gereken ruhların ortada dolaşmadığı, bir nefise bağlı oldukları. 
Neden; çünkü Allah ona bunu emretmiş. Ruhta bizdeki özgürlük yok, dolayısıyla emir dışına çıkma diye birşey yok. Ruhun nefisle kalması neden önemli; o nefis kabir hayatında yaşaması gerekeni yaşayabilmesi için canlı olması gerek, canlı olabilmek içinde ortada bir ruh olması gerekiyor. Eğer o nefis fiziki bedenden kopup bir şablona atladıysa, örneğin ölüm sonrası, o zaman o şablonunda öylesine serbest dolaşmadığını bilmeniz gerekiyor. Siz bu hayatta boş gezinebilirsiniz, ama öldükten sonra değil. Fark ne; yaşadığınız müddet size özgürlük tanınmış, öldükten sonrası ise özgürlük kalkıyor, yeryüzünde ektiğinizin amellerin içine atılıp orada bir yaşama mahkum kılınıyorsunuz. Bu bölümde bilmeniz gereken bir diğer husus, bu bedenlerimizle ölülerin o şablon bedenlerini algılamamızın mümkün olmadığı. Kişi ölüp o şablon bedenine girdiğinde, farklı bir boyuta geçiyor, oradanda ne onun dünyayı veya sizleri gözetleme, işitme gibi bir şansı var ne de bizlerin onu. Ruhlarla konuşma inancı batı kaynaklı bir inanç, bununla cinler kastediliyor, ölüler değil bunu biliniz. Bilmeniz gereken diğer hususta, ölülerle sadece uyku aleminde iletişime geçilebiliyor olması, bunun içinde ama çok özel nedenleriniz olması gerekiyor. 

Bu çok özel nedenlerde bizi bağlarmı; bağlamaz. Bizi kurallar bağlar. Kur'an-ı Kerimde bizlere bu kuralları anlatıyor. Kuralda şu; öldüğünüz an yeryüzü ile iletişiminiz kesiliyor. Nasihat vermek, bilgi vermek vs, ne yapmak istiyorsanız yaşadığınız süre içinde bunu yapın, çünkü öldükten sonrası rüya alemi veya fiziki alem farketmez, tekrar yeryüzüne dönme fırsatı size tanınmayacak.

Bu kurallar Allahın elçileri için dahi esnetilmemiş.

- Hz Hızır'ın kıssası; "Duvara gelince o, şehirde iki yetim çocuğun idi; altında da onlara ait bir define vardı; babaları ise iyi bir adamdı. Rabbin istedi ki, o iki çocuk güçlü çağlarına erişsinler ve rabbinden bir rahmet olarak definelerini çıkarsınlar" (Kehf Süresi; 82). Rabbimiz dileseydi o iyi babayı o çocukların rüyasına sokar, bir şekilde iletişime geçmesini sağlar ve hazinenin varlığından bizzat kendisinin haberdar etmesini sağlardı. Rabbimiz ama buna izin veriyormu; vermiyor, baba iyi, çocuklar iyi olsa dahi, Allahu Teala hiçbir şekilde, rüya dahi, o çocukları ataları ile iletişime geçmesine izin vermiyor. Neden vermiyor; çünkü kural bu.

- Musa as'ın kıssası; hz Musa döneminde iki kabile bir ölü nedeniyle savaş durumuna geliyor, aralarında hakimlik yapmak içinde hz Musa'yı çağırıyorlar. Allahu Tealada hz Musaya bir ineği kurban etmesi gerektiğini, sonrada ineğin kesilen bacağıyla ölüye vurmasını emrediyor. Sonrada ölü diriliyor ve kim kendisini öldürdü, nerede öldü gibisine detayları anlatıyor. Bakara kelimesi inek anlamına geliyor, Bakara Süresinin bir bölümüde bu hadiseyi anlatıyor. Ortada bir ölü var, bu ölünün sebep olduğu bir kargaşa, o kargaşının sırrıda o ölüde. Şimdi; o sırrı o ölüden çıkarmak için Musa as ne yapmak zorunda kalıyor; bir ritüel yapmak zorunda kalıyor. Allahu Teala dileseydi hz Musayı zahmete sokmadan, gayptanda o ölünün konuşmasına izin verebilirmiydi; elbette verirdi, hz Musaya vermeyecekte kime verecek. Bu izni ama Rabbimiz veriyormu; vermiyor. Neden; çünkü kural bu. Örneğin; eğer Rabbimiz kuralları çiğneseydi emsal bir durum ortaya çıkacaktı, o emsal durumuda herkes örnek göstererek bizde konuşuyoruz, bizde konuşturuyoruz ölüleri diyecekti. Böyle bir baatıl inancın ortaya çıkışına sebep olmamak içinde Rabbimiz ne yapıyor; kurallara sadık kalıyor. 

Kuralda çok basit; farklı alemler için yaratılan bedenler birbiri ile iletişime geçemez. Örneğin; cinler kendi alemlerinden ne bizi işitebilirler ne de bizi görebilirler, bizimle konuşumak istiyorlarsa bizimle iletişime geçmek istiyorlarsa bizim alemde geçerli bir şekle girmek zorundalar, nitekim öyle yapıyorlar, kendi fiziki bedenlerinden çıkıp şablon bedenlerine atlıyorlar, oradan bizimle iletişime geçmeye çalışıyorlar. Ölüler için ama öyle bir şansta yok, neden; çünkü ölüler diyarına adım attıklarında canlılar diyarı ile aralarına bir perde çekiliyor, artık geri dönme şansları olmuyor. Dolayısıyla fiziki alemde ölülerle iletişime geçemenin tek yolu, o ölüyü tekrar fiziki bedenine döndürerek mümkün. Cin veya insan farketmez, uykuda değilde uyanık halininizde bir ölüyü işitmek istiyorsanız, o zaman o ölüde sizin gibi fiziki bir bedenin içinde olmak zorunda. Aksi takdirde ölünün o berzah alemindeki bedeniyle sizin fiziki alemdeki bedenlerin birbiri ile iletişime geçme şansı yok. Nokta. 

Allahın elçileri dahi kurallara tabiyken, sizi istisna kılan ayrıcalığınız ne? Bu arkadaşlara sormak gerekiyor; nasıl oluyorda onların üstadı ölülerle öylesine konuşabiliyor, ama Musa as değil! Madem ölülerle konuşmak bu kadar kolay, yeryüzüne inen 5 büyük peygamberden birisi bunu niye yapamıyor? Siz bu soruları kendinize sormuyormusunuz, yahut Kur'an-ı Kerimi hiç açıp okumuyormusunuz. Kutsal Kitabımızın en uzun Süresinde bu konu detaylı işlenmiş, bir ölü ile nasıl iletişime geçilir bu anlatılmış, bu tuzaklara düşmemeniz için size tüm bilgiler aktarılmış, nasıl oluyorda halen bu tür şarlatanlara kanabiliyorsunuz? Amerikada medyumlar var, hatta tv programları var ve bunlar konukların ölü akrabaları ile iletişime geçtiğini iddia ediyor ve bu insanlar o toplumda bir dalga konusu. Batı alemi bile bu insanlarla dalga geçerken siz nasıl bunları ciddiye alabiliyor bunlara inanabiliyorsunuz bunu aklımız almıyor. İlginç olanı ölünün sesini işitmiyorsunuzda, mesela gerçektende o ölünün konuştuğuna nasıl bu kadar emin olabiliyorsunuz.

Bu tuzağa düşmemeniz için Rabbimiz hatta Ayetler indirmiş, cinler tarafından kandırılmış birisinin tuzağına düşmemek için. 

- Şahit kuralı; "İffetli kadınlara zina isnat edip de, sonra dört şahit getiremeyenlere seksen değnek vurun; ebediyen onların şahidliğini kabul etmeyin. İşte onlar yoldan çıkmış kimselerdir" (Nur Süresi; 4). Rabbimiz şahit konusunda neden 4 kişi diyor biliyormusunuz; şeytanlar bir kişiyi göz boyamasıyla yanıltabilir, birden fazlasını ama değil. O yüzden Rabbimiz bir olaya inanmadan öncesi birden fazla tanık arayın diyor. Fitneyi önlemek için Allah insanlardan şahitler olsun istiyor. Bu olayda bu adamdan başka işiten varmı; yok. Bu sizce bir sıkıntı değilmi? Fitnelerin önüne geçmek için şahitler aramanız, en az 4 kişi daha o ölüyü işitmesi gerekmezmi; gerekir, Müslümanım diyorsanız, Kur'an-ı Kerim benim ana yasam ve rehberim diyorsanız aramanız gerekiyor, çünkü bundan hesaba çekileceksiniz. 

- İstişare kuralı; "Onlar Rablerinin çağrısına uyarlar ve namazı dosdoğru kılarlar. Aralarındaki işlerini istişâre ederek yürütürler. Kendilerine verdiğimiz rızıklardan da Allah yolunda harcarlar" (Şura Süresi; 38)
Allahu Teala neden istişare edin diyor bunu biliyormusunuz
, çünkü birisinin aklını şeytanlar ele geçirebilir ama aynı anda bir toplumun değil. Şeytanların ele geçirdiği kişide herkesi kandırmaması, birlikte uçuruma sürüklememesi için, karar vermeden bir kanaate varmadan istişare etmemizi istiyor. Birisi ben bir ölüye konuşuyorum dediğinde siz neden aranızda bunun istişaresini yapmadınız, bilge insanlarınızı toplayıp böyle birşeyin mümkün olup olmadığını tartışmadınız? Bu Ayetler sizleri korumak için indirilmiş, neden Ayetlerin gereğini yerine getirmiyorsunuz.

Ne diyelim; uçuruma doğru giden bir hayvan var, sizde büyülenmiş bir hayvan sürüsü gibi onu takip ediyorsunuz, bu işin sonunuda hepimiz biliyoruz. Musa as dahi bir ölüyü kendi bedenine döndürmeden konuşturamıyorsa, illahi kurallara tabii kalmak zorundaysa, bu salaklar sürüsünü bu kurallardan muaf tutan ne? Hz Musanın sahip olmadığı ne ayrıcalığı sahipler?

Dördüncü Bölümde devamı gelecek....






kelimelerden türemiş hurafeler