• Anasayfa
  • Favorilere Ekle
  • Site Haritası

bilinmeyenler ve bilinmesi gerekenler............     
"Allah: Elbette ben ve elçilerim galip geleceğiz, diye yazmıştır. Şüphesiz Allah güçlüdür, galiptir" (Mücadele Süresi; 58).







örtünme vs temiz kalp- bölüm 1


Haftanın Konusu: Kalp güzelliği vs örtünme. Yazımızı bu iki konu üzerinden analiz edeceğiz inşallah, umarız sizler için hayrlı ve aydınlatıcı bir yazı olur. Neden bu konuda bir yazı kaleme almaya karar verdik? İçimizde cemalnur sargut gibi lawrence'ler var, bunlarda inancımızın içini boşaltmak için ellerinden geleni yapıyor, bu yazımızda da onların hoşuna gitmediği dış örtüyü, onların hoşuna giden temiz kalple kıyaslayacağız, umarız sizler yazımızdan arzu ettiğiniz ilhamı ve dersi çıkarırsınız. Her zaman olduğu gibi yazımızı bir hafta boyunca ana sayfada tutar, konuyla ilgili sorular geldikçe hem soruları ekler, hem konuları biraz daha detaylandırırız, sonrası uzayan yazımızı bölümlere ayırır sonrasıda bölümleri sitemizde ait olduğu yere ekleriz. O yüzden yazımızı hafta içinde bir kaç defa okumayı ihmal etmeyin, o yeni bilgileri kaçırmayın inşallah.

Bunlar nasıl inancımızın içini boşaltıyor? Maddeyi kenara itip sizi enerji alemine sürükleyerek. Dış örtü madde alemini sembolize eder, temiz kalp ise enerji alemini, bunlar madde önemsiz dedikçede sizi dış örtü gibi madde aleminin tüm ibadetlerinden koparıyorlar.

Bu inancımızın içini nasıl boşaltıyor? Namaz, oruç, zekat, haç, örtünme, tüm ibadetlerimiz madde aleminde gerçekleşiyor, bir madde ve fiziki bir eylem içeriyor, madde önemsiz, esas olan öz dediğiniz anda madde alemine has tüm bu ibadetleri önemsizleştirmiş oluyorsunuz. Alevilik gibi, esas olan bez parçası değil, özümüz diyen İslamdan kopmuş inançları ortaya çıkarmış oluyorsunuz. Üstüne bir de kişiyi madde aleminden koparıyor, enerji alemine sürüklüyorsunuz. 

Maddeden koparmanın sakıncası ne? Çok basit; biz enerji aleminde değil, madde aleminde imtihan ediliyoruz. Bizim imtihan sahamız enerji alemi değil, madde alemi. Madde aleminde imtihan edilmek ne demek? Yaşayacağınız iyilik ve kötülüklerin madde aleminden geldiği demek. İyilik ve kötülük madde aleminden geliyorsa, o zaman iyilik ve kötülük nerede saklı? Madde de saklı. İyilik ve kötülük madde de saklıysa, o zaman kötülüğe karşı önlemi nerede aramanız veya iyiliği nerede açığa çıkarmanız gerekiyor? Madde de. Örneğin o yüzden tüm ibadetlerimiz fiziki bir madde ve fiziki bir eylem içeriyor ve o yüzden uzak durmamız gereken tüm günahlar, içki, kumar, zina, haram gibi madde den oluşuyor. İnsan madde alemin içine yerleştirilmiş, insan maddeden yaratılmış, insan madde ile imtihan ediliyor, tüm yasaklar veya ibadetler madde içeriyor, varoluşsal tehdit maddeden geliyor, hakikat buyken siz madde önemsiz dediğinizde kişiyi hem ibadetlerden koparıyorsunuz, hem günahları anlamsızlaştırıyorsunuz, hem kişiyi yeryüzünde korumasız bırakıyorsunuz, yetmiyormuş gibi birde kişiyi imtihan alanından koparıp enerji alemine sürüklüyorsunuz. Kafayı yemiş bu tasavufcuların bu enerjistlerin sizleri nasıl bir duruma düşürdüklerini görüyormusunuz?  

Enerji alemine sürüklemenin ne mahsuru var? Siz eğer maddeyi önemsizleştirip insanı kuantum alemine sokarsanız, o zaman Allah, madem öyle istiyorsunuz, ben sizi maddenin içine yerleştirdim, ama demek siz benim yarattığım o muhteşem dünyadan hoşlanmadınız, o zaman sizin imtihan alanınız kuantum alemi olsun der ve sizi orada imtihan eder. Nereye ilgi duyuyorsanız, Rabbimiz madem öyle der ve sizi orası ile imtihan eder. Kuantum alemi ile imtihan edilmek neden kötü? Orasını görmüyor ve işitmiyorsunuz, yaptığınız birşeyin orada neleri hareketi geçiriyor bunu bilmiyorsunuz, herşey perde arkasında gerçekleşiyor, siz görmediğiniz ve işitmediğiniz bir alemden sorumlu tutulmak istermisiniz? Görmediğiniz ve işitmediğiniz tehditlerle yüzleşmek istermisiniz? İstemezsiniz. O zaman niye maddeden kopuyorsunuz?

Rabbimiz bizleri hesaba çekmek için görür ve işitir kılmış, gördüklerimiz ve işittiklerimiz bizi yanıltmaması içinde bir kalp bahşetmiş (irfan), sonrasıda uyarısını yapmış, sakın ha gözünle kulağınla teyit edemediğin şeylerin peşine düşme, çünkü bundan seni sorguya çekeceğim demiş. "Hakkında kesin bilgi sahibi olmadığın şeyin peşine düşme. Çünkü kulak, göz ve kalp, bunların hepsi ondan sorumludur" (İsra Süresi; 36). Hal buyken, gözünüzle teyit edemediğiniz alemlere neden dalıyorsunuz?

O zaman her zaman hayatın görünür tarafında kalmak gerekiyor, öylemi? Aynen. Allahu Teala bizi madde alemine yerleştirmiş, bizi burada imtihan edebilmek içinde bizi görür ve işitir kılmış; "Hakikatte biz insanı katışık bir nutfeden yarattık; imtihan edelim diye onu işitir ve görür kıldık" (İnsan Süresi; 2). İmtihan edilmenin ön şartı, görmek ve işitmek. O yüzden mesela birisi görmüyorsa, imtihanın yarısından kurtulmuş sayılıyor. İmtihan edilmenin olmazsa olmazı görmekse, o zaman göremediğiniz alemlere ilgi duymanızın mantığını bize bir açıklarmısınız? İnsanı yeryüzünde bu sıkıntılı duruma düşüren zaten bu cahil özgüveni değilmiydi? "Şüphesiz biz emaneti göklere, yere ve dağlara teklif ettik de onlar onu yüklenmek istemediler, ondan çekindiler. Onu insan yüklendi. Çünkü o çok zalimdir, çok cahildir" (Ahzap Süresi; 72)

Rabbimiz madde aleminde bizleri imtihan etmeye karar vermiş, ona görede bizi donatmış. Sizi enerji alemi için donatmıyorum, madde alemi için donatıyorum demiş. İmtihan sahanız enerji alemi değil, madde alemi demiş. Ben madde alemine göre sizi donattım, o doğrultuda size güç ve kuvvet, imkan verdim demiş. Hal buyken, birileride geliyor ve size maddenin önemsiz olduğunu anlatıyorsa, hatta ötesine gidip aslında madde diye birşey olmadığını söylüyorsa, o zaman buradan anlayınki bu insanlar kafayı yemiş, anlayınki ya sizinle dalga geçiyorlar ya da size tuzak kuruyor ve kandırıyorlar. 

O yüzdenmi ilk önce madde? Aynen. Şeytan insanı kötülükle kandırmaz, iyilikle kandırır, bu durumda da sizi kalp temizliği, maddenin özü gibi kavramlar ile kandırıyor, sonrası sizinle top gibi oynuyor. Madde aleminden çıkıp enerji alemine daldığınızda onların arka bahçesine adım atmış oluyorsunuz, orada da sizinle top gibi oynuyorlar. Onların tuzaklarına karşı önlem alma şansınızda olmuyor, çünkü o alem sizin için görünmez. O yüzden hayretle soruyoruz, bir insan görmediği bir aleme nasıl merak salar? Kural basit; madde aleminde madde insanı korur, gayp aleminde de enerji. Bizler madde alemin içine yerleştirildiğimize göre, bizde güvenlik madde ile başlıyor. O yüzden Allah örtünmeden bahsederken ilk önce fiziki örtünmeden, sonrası takva örtüsünden bahseder. Takva gibi enerji boyutuna dalmadan, ilk önce fiziki boyutta önlem almamızı ister. Namaz kılmadan öncesi abdest almak gibi. Örneğin; dış örtü önemli değil, asıl önemli olan takva yani kalp güzelliği dediğinizde, insanları abdestsiz namaza itmiş gibi oluyorsunuz.

Dış örtü olmadan takva olmazmı? Abdestsiz namaz olurmu; olmaz. Dışınız temiz değilse, kokuşmuş bir halde ortalıkta dolaşıyorsanız, sizin iç güzelliğinizin bir anlamı olurmu; olmaz. O yüzden peygamberimize inen ilk emirler arasında elbiseni temiz tut emri geldi. "Elbiseni tertemiz tut" (Müddessir Süresi; 4). Temizlik ve iman nasıl dışımızdan başlıyorsa, korunmada takvada dışta başlar. Takva nedir? Bir eyleme katılan temiz bir kalp duygusudur. Siz günlük yaşantınıza, ibadetlerinize temiz bir kalp duygusu kattığınızda takva sahibi oluyorsunuz, kattığınız oranda da makam sahibi oluyorsunuz. O zaman takvanın ortaya çıkabilmesi ne şart? Fiziki eylemler, madde aleminde bir meşakkat şart. Örneğin; öğütlediği şeyleri uygulamayan birisini siz takva sahibi olarak tanımlarmısınız; tanımlamazsınız. Neden; çünkü içinde yaşadığının hayatta bir karşılığı yok. Gördüğünüz gibi herşey dönüp dolaşıyor ve madde aleminde bitiyor. Kozmik enerji, evrensel enerji, kuantum gibi saçmalıklar batı ve doğu kaynaklı felsefi akımlar, bunların içinde yaşadığınız alemle bir ilgisi yok.

İnsanlar maalesef ne dinimizi biliyor ne dini kavramları ne de ibadetlerimizin amacını, hal böyle olunca önüne gelen müslümanları kandırıyor. Örneğin siz ne için abdest aldığınızı biliyormusunuz? Abdest aldığınızda abdestle siz cin ve şeytanların bedene giriş yaptığı noktaları kapatmış oluyorsunuz. Hiç akupunktur merdiyanlarını inceledinizmi? Enerji akımların bedene giriş çıkış yaptıkları yerler, el ve ayakların uç noktaları, siz abdest aldığınız zamanda abdest suyu tılsımlı bir enerji ortaya çıkarıyor ve o noktaları kapatıyor. Sadece bu kadarmı; değil, siz aynı zamanda dirsek ve ayakbileklerinde birikmiş elektromanyetik kiri bedenden atmış oluyorsunuz. O yüzden Rabbimiz namaz sizi kötülüklere karşı korur diyor. "Kitaptan sana vahyolunanı oku, namazı da dosdoğru kıl. Çünkü namaz, insanı hayasızlıktan ve kötülükten alıkor. Allah'ı anmak (olan namaz) elbette en büyük ibadettir. Allah, yaptıklarınızı biliyor" (Ankebut Süresi; 45). Rabbimiz temiz kalp korur demiyor, namaz korur diyor. O korumada nerede başlıyor, dışarıda başlıyor, bedenin içinde değil bedenin sınır kapılarında başlıyor.

Abdestle biz o zaman kötülüğü defetmiş oluyoruz? Aynen. Bu neden önemli; çünkü namaz sizin miracınız ve Allah o miracınıza şeytanların eşlik etmesini istemiyor. Abdest gibi çok basit görünen birşeyin altında ne kadar büyük bir hikmet yattığını görüyormusunuz.

Dış örtüdemi böyle birşey? Aynen. Dış örtünüz bir görünmezlik pelerinidir. Siz onu giyip sokağa çıktığınızda kişilerin şeytanları için görünmez oluyorsunuz. Görünmez olduğunuz zaman ne oluyor; eve geri döndüğünüzde herhangi bir insan veya cin şeytanını evinize getirmemiş oluyorsunuz. Getirmediğiniz zaman ne oluyor; sizi incitebilecek kimseyi evinize taşımamış oluyorsunuz. "Ey Peygamber! Eşlerine, kızlarına ve müminlerin kadınlarına (dışarı çıktıklarında) dış örtülerini üzerlerine salmalarını söyle! Bu, onların tanınması ve incitilmemesi için en uygunudur. Allah çok bağışlayandır, çok merhametlidir" (Ahzap Süresi; 59). Bu kadarmı değil; Allahu Teala incinme kelimesini kullanıyor, kişide sadece fiziki anlamdamı incinir? Hayır, aynı zamanda kalplede incinir. O zaman dış giysi ile aynı zamanda ne yapmış oluyorsunuz; kalbinizide korumuş oluyorsunuz. 

O zaman temiz bir kalp için ilk önce dış örtü şart? Şart demeyelim, çünkü bazı insanlar doğuştan güzel ahlaklı. Dış örtü güzel ahlakı elde etmek için, o ahlak doğuştan sizde varsa o zaman o ahlakı ayakta tutmak için şart diyelim. İç temizlik dıştan başlar. Örneğin; devletler savunma hattını nerede kurar? Kendi içinde kurmaz, sınırda kurar. Akıllı devletler hatta sınır ötesinde kurar. Dış örtü önemli değil, esas önemli olan kalp diyenleri, savunma hattını ülkelerin başkentinde kuran ahmaklar olarakta görebilirsiniz. Bedenlerini teşhir edenler, sınırlarını korumasız ve açık bırakan ülkelerle aynı durumdalar. Varmı böyle ülkeler; var. O ülkeler neyle gündeme geliyor; terör örgütlerin, uyuşturucu baronların ve kaçakcıların istilası ile gündeme geliyor. Siz bedeninizi teşhir eder, sınır güvenliğinizi iptal eder ve savunma hattınızı bedeninizin merkezinde kalbinizde kurarsanız, bilinki her türlü pislik size bulaşacak. Ne bedeninizi ne de kalbinizi koruyabileceksiniz. Nitekim koruyamıyorlar. Esas olan kalp güzelliği diyen insanları incelediğinizde kalpleri en çok kirletilmiş en çok nefret dolu tipler onlar olduğunu görürsünüz. Hani sahnede kalp işareti yapıp, sonrası kendileri gibi düşünmeyen herkese saldıran tipler var ya, işte onlar gibi.  

Temiz kalp ile dış örtü arasındaki fark ne? Temiz bir kalp soyut bir kavram, enerji alemini ilgilendiren birşey, ibadetler ise somut, madde aleminin gözle görülür uygulamaları. Allahta diyorki, siz gözle görülür alemin içinde yaşıyorsunuz, ilk önce gözle görülür önlem alın, sonrası kalbe yönelin. 

Bunu dediğini nereden biliyoruz? Ayetlerden biliyoruz. "Ey Adem oğulları, size çirkin yerlerinizi örtecek ve süs olacak giysi indirdik; fakat takva elbisesi hepsinden hayırlıdır. İşte bu, Allah'ın ayetlerindendir. Gerek ki, düşünüp ibret alırlar" (Araf Süresi; 26). Ayetlerde birşeyler anılıyorsa, değerine göre sıralanıp anılır, burada da örtünün diyor, sonrası takvadan yani kalpten bahsediyor. Örneğin; siz hiç kabuksuz meyve gördünüzmü? Görmediniz. Meyve ve sebzeler neden kabuklu yaratılmış? Özü korumak için. İnsan ve tabiat bunlar birbirine uyum içinde yaratıldığını varsayarsanız, insanda bir dış kabuğa sahip olmadan özünü koruyamaz. 

Hocam cildimiz var, cildimiz özümüzü koruyor zaten? Siz meyvelerin kabuklarını hiç tattınızmı? Kabukları genelde ekşi, acı olur. Neden? Haşereleri, mikropları o özden uzak tutmak için. Cildiniz bu ekşiliğe sahipmi? Değil, cildiniz albenili, güzel yaratılmış, yani daha çok insan ve cin mikroplarını kendisine çekecek şekilde yaratılmış. "Şüphesiz biz insanı en güzel biçimde yaratmışızdır" (Tin Süresi; 4). Cildimiz özümüzü korumuyorsa, tam aksi daha çok haşereyi üzerimize çekecek şekilde yaratıldıysa, o zaman içimizdeki özümüzü pisliklerden korumak için ne yapmamız lazım; ekşi, al benisi olmayan bir dış örtüyle o bedeni kaplamamız lazım.  

Dış örtü bunumu yapıyor? Aynen. Dış örtü sevimsiz ve tatsız gözüküyor, işte bu tatsızlıkta kötüleri sizden uzak tutuyor. Bunu Allah için yaptığınız, bir ibadet olarak yaptığınız zamanda her ibadetin açığa çıkardığı bir enerjiyi açığa çıkarıyor, o enerjide o dış giysiyi tılsımlı bir görünmezlik enerjisiyle kuşatıyor, o da sizi kötülere karşı görünmez kılıyor. Dış örtünüz sizi madde alemin görünür unsurlarına karşı korur, eğer dış örtünüzün görünmeyen unsurlara karşıda sizi korumasını istiyorsanız, o zaman dış örtünüzü örf ve adet niyetine değil, ibadet niyetine üzerinize alın. Bu durumda görünmeyen enerjilere karşıda bir korunma elde edersiniz. Hani birileri evden çıkmadan öncesi onlarca Ayetel Kürsi okuyor ya, korunmak için, işte dış örtünüzü ibadet niyetine üzerinize aldığınızda buna gerek kalmıyor, dış örtünüz size yetiyor. Dış örtünüzü almadınız ve o Ayetleri okudunuz, bu durumda o Ayetler sizi korurmu; korumaz.

Neden korumaz; çünkü koruma dış örtüyle başlıyor. Neden dış örtüyle başlıyor; çünkü kötülük sizi hedef alabilmesi için ilk önce sizi görüp teşhis etmesi gerekiyor. Kötülük teşhis ve tanımlama ile başladığı içinde, koruma teşhis ve tanımayı önleyici önlemlerle başlıyor. Siz korunmanın bu basamaklarını bilmez, Allahın belirlediği sıralamaya göre hareket etmez, nefsinize ve şeytanlarınızın keyfine göre kendinizi korumaya çalışırsanız, Allah sizi korurmu; korumaz. İlahi koruma bir paket halinde geliyor, belirli basamak ve sıralama içeriyor, ilahi korumada siz o paketi harfiyen uyguladığınızda aktif oluyor. 

İnsanlar Ayetel Kürsi gibi sadece belirli Ayetleri okuyup korunuyor ama? Korunuyorda, kim onları koruyor bunu hiç düşündünüz veya sorguladınızmı? Okunan her Ayet bir enerji açığa çıkarır, burada önemli olan o enerjiyi açığa çıkarmanız değil, o enerjiyi kimin kullandığı. Örneğin; doğru yaparsanız levh-i mahfuz o enerjiyi kullanır ve sizi korur. Yanlış uygularsanız ama, o zaman cinler o enerjiyi alır ve onlar etrafınızda bir tılsım örer ve onlar sizi korur. Cinlerin korumasında ne mahsur var? Levh-i mahfuz günlük rızkınızı, kaza ve musibetler farketmez, bunu hak edişinize göre indiriyor, sizde eğer levh-i mahfuz nezdinde o hak edişi değiştirmeden, o hak edişi yeryüzünde önlemeye çalışırsanız, o zaman bu levh-i mahfuz nezdinde sihir ve büyü olarak görülüyor, sizde hak edişinden kaçan bir kaçak bir suçlu olarak görülüyorsunuz, bununda cezası çok büyük. Bu konulara farklı yazılarda nice defa ele aldık, burada daha detayına girmeyelim.

O zaman okudukları şeyler daha çok onların aleyhine çalışıyor? Aynen. Sizin bilmeniz gereken, temiz bir kalp madde aleminden gelecek saldırılara karşı sizi korumaz, onlarca defa tekrarladığınız, taşıdığınız tılsımlarda sizi bir yere kadar korur, koruduğundan çok dahasınıda sizden alıp götürür. Eğer yeryüzünde korunmak istiyorsanız, bu korunma dış örtü ile başlıyor. Örtü yoksa korunmada yok. Atalarımızın cennetten kovulmasının nedeni de bu, çıplak hale düşmeleri. Biz üzerimizdeki örtüyü kaldırdığımız için yeryüzüne itildik ve o yüzden yeryüzünde nice sıkıntı ve zorluklara maruz kalıyoruz. Sıkıntılarımız çıplak kalmamız sonrası başladıysa, o zaman sıkıntılarımızın çözümüde örtünmekte olduğunu bilmeniz gerekiyor. "Ey Âdemoğulları! Şeytan, anne babanızı ayıp yerlerini birbirine göstermek için elbiselerini soyarak cennetten çıkardığı gibi sizi de aldatmasın. Çünkü o ve yandaşları, sizin onları göremeyeceğiniz yerden sizi görürler. Şüphesiz biz şeytanları inanmayanların yoldaşları yaptık" (Araf Süresi; 27).

İster bu hoşunuza gitsin ister gitmesin, tüm zorluklar açılmakla başlamış, çözümüde kapanmakta yatıyor. Eğer örtünmeyi kenara iterek şununla bununla korunacağınızı düşünüyorsanız, düşünmeye devam edin. Siz bu kafayla daha çok şey yaşarsınız. O süre içinde de ne namaz sizi korur ne Ayetel Kürsi, ne de takındığınız tılsımlar. Bir ilaç yaparken nasıl adım adım ilerliyor, gram gram katkı maddelerini katıyorsanız, korunma enerjisini açığa çıkarabilmeniz içinde belirli katkı maddelerini ve belirli adımları atmanız gerekiyor. Korunma enerjisi belirli ibadetleri belirli sıralamada yaparsanız ortaya çıkıyor, öylesine bir ibadeti yaptığınızda değil. O yüzden mesela namaz kılıp ortalıkta açık saçık gezenleri Allah korumuyor. Neden; çünkü koruma enerjisi dış örtüyle başlıyor. Bir ilacın içine bir katkı maddeyi katıp bir diğerini katmadığınızı düşünün, siz o ilaçtan şifa görürmüsünüz; görmezseniz. Tüm katkı maddelerini noksansız eklediğinizde o karışımdan şifa bulursunuz. İbadetlerimizide bu şekilde görmelisiniz. İslamı bir paket olarak görmelisiniz, o paketin içeriğinden yararlanabilmeniz içinde paket halinde uygulamaları yerine getirmeniz gerekiyor. 

Çarşaflı birisinin kalbi kötüyse, her türlü pisliği yapıyorsa? Birisinin içi kötüyse bu o kişiyi bağlar, size ne bundan? Benim hayatıma benim giydiğime karışamazsınız, benim bedenim benim kararım diyenler siz değilmisiniz, size ne o kişinin dört duvarları arasında yaptığından veya içinde beslediği duygulardan? Kaldıki, çarşaf temizliği temsil etmiyorki sizlerin bu insanları manevi temizlik konusunda yargılama hakkınız olsun. Bu insanlar olmadıkları bir imaj vermiyorki sizlerin bu insanları herhangi bir konuda yargılama hakkınız olsun. Çarşaflı birisini görüp bu duygular sizde uyanıyorsa, bilinki siz kötüsünüz, çarşafda bu durumda sadece iç dünyanızı görmenizi sağlayan bir ayna görevi görmüş oluyor. Birileri kalplerinizi ve zihinlerinizi kirletmiş, savunduğunuz temiz kalp saçmalığıda sadece bu nefretinizi örtbas etmek için kullandığınız bir kamuflaj. İç dünyanızdaki bu nefretin, içten sizi kemirip yok eden bu karanlık kargaşanın acısınıda masum çarşaflı bacılarımızdan çıkarma yerine, o nefreti size eken ve yıllardır sizde besleyip yeşerten halk tv, oda tv, karar, tele 1, karşıt, krtv, cumhuriyet gaztesi vs bunlardan çıkarmanızı tavsiye ederiz.

Çarşaf temizliği temsil etmiyorsa, neyi temsil ediyor; benim korunmaya ihtiyacım varı temsil ediyor. "Ey Peygamber! Eşlerine, kızlarına ve müminlerin kadınlarına (dışarı çıktıklarında) dış örtülerini üzerlerine salmalarını söyle! Bu, onların tanınması ve incitilmemesi için en uygunudur. Allah çok bağışlayandır, çok merhametlidir" (Ahzap Süresi; 59). Dış giysi kişiyi incinmekten koruyor, dolayısıyla çarşaflı birisini gördüğünüzde korunmaya muhtaç, incinmeye açık bir varlığı gördüğünüzü düşüneceksiniz ve ona göre ona yaklaşacaksınız. Siz ama ne yapıyorsunuz, tam aksini yapıyorsunuz, onlara karşı daha saldırgan oluyorsunuz. Kader hakkında ne demiştik; "Bir kötülüğün karşılığı, aynı şekilde bir kötülüktür..." (Şura Süresi; 40). "İyiliğin karşılığı iyilikten başka bir şey midir?" (Rahman Süresi; 60). İyilik veya kötülük, ne yapıyorsanız bilinki kader sizi bir gün dengiyle yüzleştirecek. Bilhassa Allahın bir emrini yerine getirmeye çalışana saldırırsanız, o zaman Allah, yeryüzündeki yargı makamları gibi olayı sıradan bir adli vakaa olarak görmez, şahsi bir dava, kendisine yapılmış bir saldırı olarak görür, ona görede sizi ele alır. O yüzden hep ne diyoruz, iyilik yapınki kaderde size iyilikle muamele etsin. Bilhassa konu Allahsa, Allaha bulaşmayın.

Hocam, temiz bir kalbe vurgu yapmak bu kadar kötü olmamalı? Kötü değil, fakat temiz kalp üzerinde duranlar iyi niyetli değil. Bu insanlar ne kalbin manevi görevini biliyor, ne temiz bir kalp nasıl elde edilir bunun yollarını biliyor, ne de temiz bir kalp nasıl temiz tutulur bunu biliyorlar, üstüne art niyetliler. En basiti hiçbir ilim sahibi veya aklı yerinde olan, kötülükle mücadeleyi kendi iç dünyasında başlatmaz, o savaşı olabildiği kadar bedenden uzakta tutar. Dış örtü önemli değil, yeterki kalbin temiz olsun diyenler, sen devleti boşver, başkenti ayakta tutmaya çalış bu sana yeter demiş gibi oluyor, bunuda aklı selim hiç kimse söylemez. Bu insanlar kulağa hoş gelen kavramlarla insanları kandırıyor, o insanların bedenleri ve kalpleri istilaya uğradığı zamanda yüzüstü bırakıp gidiyorlar. 

Şimdi; temiz kalpten bahsedenler toplumun yüzde 0.01'den az bir kesime hitap eder, çünkü temiz bir kalp nadir bulunan bir element. Velevki siz o nadir elementlerden birisisiniz ve madem sizin için temiz kalp çok önemli, 'ki önemli, bu yazıda da zaten bunun önemi sorguya çekilmiyor, yazımız sadece temiz bir kalbin sizi korumayacağına vurgu yapıyor ve nedenlerini anlatıyor o kadar, o zaman size basit bir soru; kötülükle dolu bir dünyada o kalbi nasıl temiz tutacaksınız?

İyilik yaparak hocam. Yaptığınız iyiliklerin karşılığında hep kötülük görürseniz ne yapacaksınız?

İyilikte israr edeceğiz hocam? Onlar kötülükte israr ederse ne yapacaksınız? Allah dileseydi Allah herkesi temize çıkarırdı, Allah bunu dilememişken siz bunu nasıl başaracaksınız? "Eğer Rabbin dileseydi, yeryüzünde kim varsa hepsi toptan iman ederlerdi. O halde insanları hep mü'min olsunlar diye sen mi zorlayacaksın? (Yunus Süresi; 99). Allah eşler ve çocuklarınız dahi size düşman kesilecek diyor; "Ey iman edenler, haberiniz olsun ki, eşlerinizden ve çocuklarınızdan size düşman olan vardır, o halde onlardan sakının! Ne var ki, affeder, kusurlarına bakmaz, örterseniz, şüphe yok ki, Allah, çok bağışlayandır, merhamet edendir" (Tegabun Süresi; 14). İçten ve dıştan böylesine kötülükle kuşatılmışken ne yapacaksınız? 

İyiliğimizin değerini bilmeyen, sürekli kalbimizi kıran insanlardan uzaklaşacağız o zaman hocam. Aynen. Tegabun Süresinde Rabbimizin bize verdiği öğütte bu; ilk önce sakınacaksınız, sonrası bağışlarsanız Allahta sizi bağışlar diyor. İlk önce ama ne diyor; sakının diyor. Sakınma kelimesinin anlamıda ne; fiziki önlem almak. İşte dış örtüde bunu yapıyor, kötü ile iyi arasına bir set çekiyor. Aklın yolu bir, sonunda sizde Allahın dediği yere geldiniz. Kötüye iyilikle mukabele edilmez. Nokta. "Kim bir iyilik yaparsa, ona on katı vardır. Kim de bir kötülük yaparsa, o da sadece o kötülüğün misliyle cezalandırılır ve onlara zulmedilmez" (En'am Süresi; 160). "Kötülük yapanlara gelince, onlara kötülüklerin denk bir ceza vardır" (Yunus Süresi; 27). Allah kötüye merhamet etmiyor, kötülük edenler ettikleri kötülüğün cezasını bulur diyor, sizde Allahtan daha merhametli olamayacağınıza göre, daha merhametli olmaya kalkışmayın.

Kötüye kötülüklemi mukabele edelim? Siz etmeyin. Siz sadece kötüye iyilikle mukabele etmeyin bu sizin için yeter. Biz kötü değiliz, dolayısıyla biz o kişilere denginde bir kötülük yapamayız. Kim yapar? Rabbimiz bunun için kötüleri kullanıyor, kötülere kötüleri musallat ediyor. O zaman biz ne yapabiliriz; kötülerle aramıza mesafe koyabiliriz. "İyilikle kötülük bir olmaz..." (Fussilet Süresi; 34). İlk önce iyilik ve kötülüğün bir arada olmayacağını çok iyi anlamanız gerekiyor. O yüzden Rabbimiz gayrimüslimleri dost edinmeyin diyor. "Ey İnananlar! Yahudileri ve hıristiyanları dost olarak benimsemeyin, onlar birbirlerinin dostudurlar. Sizden kim onlara dost olursa o da onlardandır. Allah zulmeden kimseleri doğru yola eriştirmez" (Maide Süresi; 51).

Neden Rabbimiz iyilik ve kötülüğün bir arada olamayacağını söylüyor? Nedenleri apaçık ortada; "Dinlerine uymadıkça yahudiler de hıristiyanlar da asla senden razı olmayacaklardır. De ki: Doğru yol, ancak Allah'ın yoludur. Sana gelen ilimden sonra onların arzularına uyacak olursan, andolsun ki, Allah'tan sana ne bir dost ne de bir yardımcı vardır" (Bakara Süresi; 120). Siz onlar gibi yiyip içmedikçe, onlar gibi açılıp saçılmadıkça onlar gibi yaşamadıkça asla sizden razı olmayacaklar ve bunu size hergün hissettirecekler. Siz onlarla zaman geçirdikçede gün gelecek bir eziklik ruhu içinde onların rızasını kazanmak için kendi değerlerinizden ve inancınızda feragat etmeye başlayacaksınız. Allahın rızasını kazanmak yerine, onların rızasını kazanma derdinde olduğunuz zamanda, Rabbimiz beni unutun, sıkıntıya girdiğinizde benden size ne bir dost ne de yardımcı olur diyor. Tüm bunları Rabbimiz bildiği içinde baştan kötülerden uzak durun diyor. Onların yaşantısı nefise hoş gelen bir yaşantı, onlara karışırsanız onların yaşantısından etkilenmeme şansınız yok diyor.

O zaman ne yapmalıyız? İyiliğin ve kötülüğün bir arada olamayacağını anladınızmı; anladınız. Kendinizi kötüden uzak tutmanız gerekiyor, bunuda nasıl yapabilirsiniz; kötülük yapamayacağınıza göre, iyi birşeyle yapabilirsiniz. "..Kötülüğü en güzel bir şekilde sav..." (Fussilet Süresi; 34). Allahu Teala kötüyü başımızdan savmaktan bahsederken, onu güzel birşeyle uzaklaştır diyor. Ona iyilik yap demiyor, güzel birşey kullan diyor. Allah nezdinde de güzel olarak ne tanımlanıyor mesela; dış örtü. Analiz yapa yapa vardıkmı yine dış örtüye. Dış örtünüz, kötü ile sizin aranıza bir set çekiyor, o örtü olmadanda ne kendinizi kötüden ayrıştırabilirsiniz ne de o temiz kalbi uzun müddet temiz tutabilirsiniz. Anladınızmı?

Anladım hocam.
 Temiz kalbe vurgu yapan sahtekarlar, o temiz kalbin toplumda bir karşılığı olmadığını toplumun kötü olduğunu ya bilmiyor ya biliyor ve salağa oynuyor. Bu sahtekarlar temiz kalbe vurgu yapmanın yerine, kalpler nasıl temizlenir onun reçetesini insanlara sunmalı. Velevki siz temiz bir kalbe sahip o nadir insanlardan birisisiniz, bu durumda temiz kalbe vurgu yapanlar o temiz kalbi siz nasıl bir ömür temiz tutabilirsiniz bunun reçetesini size sunmaları gerekiyor. Bu insanlar bunun hiçbirini yapmıyor, ne doğru teşhis ne de doğru reçeteyi size veriyor, üstüne o dış savunma hattınızı çökertip sizi şeytanların istilasına uğratıyorlar. Kalbiniz doğuştan gelen yüklerle zaten zorlu bir mücadele verirken, birde hergün yeni bulaşan şeytanlarla uğraşmak zorunda kalıyor. 


Dış giysimiz ilk savunma hattımız oluyor, o zaman. Aynen. Temiz kalbi elde edebilmeniz veya elde ettiyseniz o temiz kalbi koruma dış örtüyle başlıyor. Dış örtünüz yoksa ne iç dünyanızda bir arınma gerçekleştirebilirsiniz, ne de doğuştan gelen bir arınmışlık varsa, bunu ayakta tutabilirsiniz. Dış örtünüz arınmanın ilk safhası, korunmanında ilk hattı. Buradaki sorun bu insanların temiz bir kalbe değinmesi veya önem vermesi değil, buradaki sorun bu insanların dış örtüyü önemsiz kılıp düşmanlara karşı sizin gardınızı düşürmeleri. İçimizdeki solcu denilen salaklar sürüsünün suriyede, irakta ne işimiz var demeleri gibi. Siz o askerleri oradan çektiğiniz an, savunma hattını ülkenizin içine taşımış oluyorsunuz, dolayısıyla çatışmaları ülkenizin içinde yaşarsınız. Dış örtü önemli değil diyenler, işte sizleri böylesine bir duruma sürüklüyor, gardınızı düşürüp, o dış savunma hattınızı ortadan kaldırıyor, insan ve cin şeytanların rahatlıkla bedeninize bulaşmasına müsaade ediyor, o çatışmayı kendi içinizde size yaşatıyorlar.


Devamı 2. Bölümde gelecek...






kelimelerden türemiş hurafeler